22 Eylül 2008 Pazartesi

Tatillere bakış açıları...

Adı Hakan. Bir tur şirketi aracılığı ile Alanya'ya gidecekti. Tek başına; müzik, eğlence, kızlar...
Bir tatilden başka ne bekleyebilirdi ki!
Uçak ile Antalya'ya indi, oradan servis ile otele geçti. Görsellik şimdiden kanını harekete geçirmişti bile. Tertemiz deniz, 5 yıldızlı otel ve eğlence. Eğlencenin kokusu burnuna, otelin lobisinde karşılaştığı rus kızla tebessümleştiğinde gelmeye başlamıştı.Ve tatili bitti. Onbeş günlük tatilinin nasıl bittiğini anlamadı. Çok eğlenmişti. Denizin tadını çıkarmış, bronzlaşmış, kızlarla eğlencenin dibini bulmuş, tıka-basa yemiş-içmiş, sarhoş olmuştu. Dönerken; şu tatil onbeş gün daha sürse ne olurdu sanki diye içinden geçirmişti. Cennetti orası.
Adı Ömer. İzine çıkacaktı. Onbeş gün boyunca izin kullanacaktı. Hazırlıklarını yaptı, izine çıkacağı gece yola çıkacaktı, vakit kaybetmemeliydi. Herşey tamamdı. Biraz sıkıntılı bir yolculuktan sonra Bosna'ya vardı. Tunus neresiydi, Bosna neresi. Gelmişti işte! Hiç tanımadığı insanlarla kucaklaştı. Orada olanlar gelişinden mutluluk duydular. Onlar da onu tanımıyordu ama kardeşleriydi. Ömer, onların yardımına koşmuştu. "Bosna'da kardeşlerim zulüm altındayken nasıl rahat ederim" düşüncesi ile onlarla omuz omuza savaşmak için gelmişti. Tatilini(iznini) burada onların yanında olarak geçirmek için gelmişti. Onlarla beraber savaştı, kan gördü, şehadeti gördü, yaralanmaları şahit oldu. Yedikleri, içtikleri belli değildi. Bazen kuru ekmek ile gün geçirdiler. Şehit olamadı ama izninden dönerken; kardeşlerine omuz vermenin hazzı ile ülkesine döndü. "Keşke daha kalabilseydim!" diye düşünerek. Elinden bu gelmişti.
Hakan'ın hikayesi, bir örnekleme hikayedir, günümüz şartlarında sürekliliği mevcuttur.
Ömer'in hikayesi; isim ve ülkesi farklılık arzedebilir, ancak istisnai de olsa yaşanmış mücahid hikayesidir.
Kendi ismi Ahmet, Mehmet, İmad, Ebuzer olabilir, Doğduğu ülke Tunus, Cezayir, Filistin, Sudan, Almanya, İngiltere, Türkiye olabilir. Onun için doğduğu ülke topraklarının konumundan ziyade, kardeşlerinin olduğu yerdeki durumları daha önemlidir.

Hiç yorum yok: