28 Temmuz 2010 Çarşamba

şehit mi ? niyazi mi?



dünün gazete ve internet haberlerinde şu haber dikkat çekiyordu "heronlara 3 yıldır kandil görevi atanmamış(verilmemiş)" ve iki çeşit heron varmış,birinin mağaraların içini görme özelliği de varken onlar kullanılmamış.okuyunca -yok deve-diyesiniz geliyor di(değil) mi?


20li yaşlardaydım o zamanlar idealizmin doruklarında uçarken,konu askerliğe geldiğinde yorumum şu oluyordu "bu ülkeye yapılan askerlik bana lüks,güneydoğuya gidip zenginlerin varlıklarını korumak için savaş mı edilir?""şehitlik mi? bu şartlarda mı?bu ortamdaki savaşta şehit sayılmazsın zaten!" aynı bunları düşünüyordum.yaşım 28e geldiğinde askere gittim ben.üniversite bitirme derdinden(ki;bitmedi),bizi toplayarak götürdüler askere.üniversite dediğime bakmayın, aöf.neyse konu o değil zaten.askerde ise bölük astsubayından ricacı oldum "komutanım,beni iç güvenliğe,doğudaki tabura gönderin,savaş etmek istiyorum!" diye.askerde olduğunuzda psikolojiniz farklı boyutlara gidiyor,bir de bölüğün atış takımındaydım,gaz da var.o da "bok yeme otur oturduğun yerde" demişti ve gazımı almıştı.şimdiii...bakıyorum da başçavuşumun ne kadar haklı olduğunu görüyorum.pisi pisine ölen askerleri duyunca.bilmem ne karakoluna baskın yapılmış,ihmal.başka bir karakola baskın,görmemezlikten gelinmiş.başka bir karakola baskın,es geçilmiş.her noktada ihmalkarlık söz konusu.yani verilmeyecek şehitler(!) verilmiş.niye şehitlerin peşine -(!)- işareti taktım anlatacağım.biz ne kadar onlara şehit diyorsak da üst kademesindeki komutanları yüzünden o askerlere desek desek niyazi diyebiliriz gibime geliyor.önlem alınmamış,boş verilmiş,bir tavukla aynı kefeye konmuş askerler için başka söylenecek söz mü bırakılıyor.çünkü onlar resmen BOK YOLUNA GİTMİŞLER,PARDON GÖNDERİLMİŞLER...


Allah ölen askerlerimize rahmet etsin.öldürülmelerine zemin hazırlayanların da taa........

Hiç yorum yok: