7 Mayıs 2012 Pazartesi

2011-2012 Futbol Sezonu

evet, futbol adına en renkli,en alacalı/bulacalı,en renksiz denilebilecek bir sezondu.niye zıt anlamlı şeyleri aynı cümlede kullandım.öyleydi bana göre;yorumcuları ile renkli(!),taraftarları ile alacalı/bulacalı,teknik direktör ve futbolcular için renksiz bir dönemdi.
futbolun aslında bir oyun olmadığının şahitliğini yaptı herkes.futbola kutsallık verilmişti.insanları raydan çıkaracak düzeyde futbol vücutlarına şırınga edilmişti.taraftarlar,(mecazi değil) gerçek anlamda ölümüne eylemler yapmaya başladılar.yürüyüşler,sahip çıkmalar,tehdit etmeler vs.anası-babası "oğlum bakkaldan git 2 ekmek kap gel"dese omuz silkeleyecek oğlu,kulübünün başkanı için çağlayanlara gidebildi.başkan,yanlış yaptı mı? yapmadı mı? sorgulamadan.iman etmişti başkanına ve kulübüne,o kadar.gerisi fasa-fiso.
neler gördük?
fenerbahçe şampiyonlar ligine gönderilmedi (niye gönderilmediğini ben çözemedim).trabzonspor,fenerbahçenin yerine gönderildi(trabzonspor bu merkezden hareket ederek,şampiyonluk kupası o zaman bizim,isteriz kupayı dedi).dedi,ama insan biraz ıkınır-sıkınır.sen fenerbahçeyi geçen sezon sanki yenmişsin,sanki ondan daha iyi bir takım olmuşsun.hani fenerbahçe şike ile şampiyon oldu varsaysak dahi,trabzonspora da,galasatasaraya da,beşiktaşa da bariz üstünlük kurdu.siz de mi fenerbahçeye maç sattınız(diye sormazlar mı adama).
ben ligin temiz olduğunu ezelden beri hiç düşünemedim.yaşım yeterince tecrübe için müsait.ancak,bu zamana kadar süregelmiş düzeneğe ses çıkarmayacaksın,bugün ortada iddialar var diye,cartlayacaksın.yok böyle bir şey.
galatasaray camiası da sanki sütten çıkmış ak kaşık gibi beyanat veriyor.kıçımla gülüyorum.
gelelim son olaylara;
play off denilen ilk dört takımın mücadelesine.maçlar oynanıyor,müthiş bir rekabet oluşturuldu.fenerbahçe,şu ana kadar oynadığı 5 maçın 4ünü kazanmış,1ini kaybetmiş.galatasaray 2 galibiyete 2 beraberliğe ve 1 mağlubiyete sahip ve lider.bu tabloya bakınca bile aslında şampiyonluğu kimin hakettiği net ortada çünkü fenerbahçenin galibiyetlerinden biri de galatasaraya karşı.bu düz mantıkla bakış açısı.bir de yamuk mantıkla bakıyorum; fenerbahçenin üzerinde hiç bir dönem olmadığı kadar bu sene baskı oluştu(ister istemez).başkanları hapiste(sebebi şike merkezli olmadığını düşünüyorum ben),takıma şikeci yaftası yapıştırılmış(diğerlerinde de bu yafta var ama fenerbahçenin üzerinde hala duruyor,çünkü ilk ona o paye verildi).bu baskı ile maça çıkıyorsunuz;şampiyonlar ligine gidememişsiniz,neye hizmet ettiğiniz belirsiz,hedef nedir meçhul.ama futbolcular ve teknik direktör bir şekilde inandılar ve müthiş bir performans ortaya koydular,hâlâ daha koyuyorlar.ben, fenerbahçe bu motivasyon eksikliği ile bu ligi ortalarda filan bitirir diye düşünüyordum(ki;sezon başında bir kaç futbolcusu gitti).bunlara rağmen bu noktadalar.
geleyim fenerbahçe taraftarına; onlar da takımlarına imanlarını(iman kelimesini özellikle seçtim)öyle ortaya koydular ki;bir taraftan kıçımla gülerken,öbür taraftan yiğidi öldürüp,hakkını teslim ediyorum.bir taraftar takımına,başkanına böyle mi sahip çıkar.pes dedim.hem olumsuz anlamda,hem olumlu anlamda(onlar adına).
bir de fenerbahçe ve trabzonspor arasında oynanan maçlar var play offda.ilk maçı fenerbahçe kazanırken,fenerbahçeli emre belezoğlu,zokora ya "piszenci"demiş söylemi maça damga vurdu.ben,emre yi kendi çapımda kınadım.dini inançlarını bildiğim emrenin böyle bir söyleme girmesini hazmedemedim.rövanşta zokoranın,emreye attığı tekmeyi hiç bir yere sığdıramadım.zokoranın ten rengi beni hiç ilgilendirmiyor,zokora kaç kuruşluk adam olduğunu göstermiş oldu.zokorayı da bu maçtan sonra kınadım.
geleyim trabzonspora ve taraftarına;böyle bir şey yok diye başlayayım.bir şehir düşünün ki;futbolla yatsın futbolla kalksın ve her şeyini futbol üzerine inşaa etsin.bunun üzerinden nefret üretsin,misafir gelene yapmadığını bırakmasın.bu ne ilk,ne de son.geçmişte de fenerbahçe,trabzona gittiğinde aynı olayların benzerleri hep olmuştur.neden bilinmez,trabzonda etkin bir fenerbahçe düşmanlığı vardır.
bir iki şey de şenol hoca için söyleyeyim;son aykut kocaman ile ilgili söylemleri dışında her söylediği tutarlı,nefret üretmeden,hak arayan bir moddaydı.son maçta da taraftarı bastırmak için yaptıklarını yine alkışlıyorum.ama iki takım arasında bu kadar gerginlik oluşturulmuşken ve herkes seni göklere çıkartmışken,gereksiz bir söylem yine ortamı sertleştirdi inancına girdim.
neyse,bu yazı daha çok su kaldırır.bu kadar spor yazarlığı yeter.sanıyorum sezon özeti oldu.
he,bana gelince ben delikanlılık yıllarımda fenerbahçeliydim,hala da kırıntıları üzerimde vardır ancak benim için futbol eğlenceliktir artık.amcamın etkisi ile fenerbahçeli olmuş ve döneklik olmasın diye,trabzonspor 1.lige çıktığında takım değiştirmemiştim(ben aslen trabzonluyum ya).amcam fenerbahçeli kalmış,babam trabzonsporlu olmuştu(ki;babam öyle futbola pek düşkün de değildi).ben de de amcam da da trabzonspor hep ikinci takımımız olarak kaldı,son dönemlerde ben biraz daha trabzonspora meyletsem de son dönemlerde yaşanılanlar beni o delikanlılık yıllarımdaki fenerbaçe taraftarlığı noktasına geri getirdi(yine eğlencelik ama).trabzonspor 1.lige çıktığında fenerbahçeyi neredeyse her seferinde yenerdi,fark attığı da çok olurdu.rahmetli babam,trabzonsporun,fenerbahçeyi yendiği günler eve girdiğinde bana takılmak için "ne fenermiş be!" derdi,ikimiz de gülüşürdük,ben boynumu bükerdim :).günümüz koşullarını da göz önünde bulundurarak söylüyorum "ne fenermiş be!"

Hiç yorum yok: