30 Aralık 2014 Salı

Bir MUSA hep olacak !


Seyahatlerden (Gökova azmak suyu)




İçimiz temiz ;)


SEYAHATLERDEN SEÇMELER









OPTİMİSTÇİLERİM ;)

uzun zamandır, çocuklarla ilgili şeyler paylaşmamıştım. aslında uzun zamandır blogda da çok şey paylaşmamıştım :) elim değmişken hızımı alamadım. bizimkiler optimist yapıyorlar 2 senedir. ilk yarış tecrübelerini karamürsel'de yaşadılar aşağıki fotograflar oradan ...
 rota çalışması (biraz da taktik)
 yarışa hazırlık
 antrenörleri ile yarış günü muhabbeti
 çok sevdikleri antrenörleri mehmet ali ağabeyi ile kayra
 ve karamürseldeki optimist takımı, antrenörleri ile birlikte
 yarış dönüşü > kayra
bir antremanda > duru

ÇOCUKLARIMLA KÖY TATİLİMİZ (ağustos 2013)

 büyüklerimizin doğduğu,büyüdüğü ve hala yaşadığı evin önündeki çeşme ile oyalanmayı sevdiler :)
 sümela manastırında rehberin anlattıklarını pür dikkat dinlediler...
 dağa çıkmıştık yürüyerek, biraz yorulduk sanki, yol kenarında dinlenmece (ne işimiz vardı bu dağda der gibiler ama çok mutlu oldular...
 denize inerken dondurma keyfi ;)
 sohbet ederek denize iniş...
 yeşillikler içinde beyaz :)
 çökük eve çıkış merdivenlerinden yalıya(sahile) iniş...
 sümela manastırından bir kesit...
 sürmene'den tepeden manzara seyri
akraba ziyaretinden dönerken...
 uzungöl'e akan derede yürümeye çalışmak :)
 sultan murat yaylasında bulutların üzerindeyiz...
 bir gölet başında ve gölette ördeklere ekmek atıyoruz ...

geçen yaz, çocuklarımla gittiğimiz trabzon gezimizden...ilk kez dedelerinin topraklarına gittiler. babalarının diyemiyorum, babaları o topraklarda doğmadı ama kendini hep o toprakların insanı hissetti :) çok keyif aldılar. köy evinde kaldılar ki; yadırgayacaklarını düşünmüştüm (şehirde doğup büyüyen çocuklar olduklarından) , çok mutlu oldular. "cennet gibi burası baba" diyen kızım mutlu etti beni. oğlum "her yıl buraya gelelim" moduna geçti. güzel bir tatildi onlar için...benim için mi? hayatımın en güzel tatili olarak tarihime geçti. çünkü; çocuklarımla beraberdim tatilde !

.....

neleri görmemiş ya da görmemezlikten gelmiş ya da -mutlaka bir haklı sebebi vardır- kılıfına sokmuştuk...
bir daha sıralama ihtiyacı duydum. 
evet, önce "cemaat" dedik, "ne güzel şeyler yapıyorlar" dedik, onlara saldırıldığında biz ön aldık. onların niyetlerini sorgulamadık. niyetlerinin hep halis olduğunu düşündük. 
adana'da bir örgüt (!) evine baskın yapılmıştı, neredeyse 20 yıl önce. başka gazetelerde ne derece vardı bilmiyorum; ama zaman gazetesindeki haberde islamcı örgüt mensuplarının evlerinde yapılan aramalarda porno cdler bulundu gibi bir yayın yapılmış ve evde olduğu iddia edilen bir kıza da bazı yaftalar yapıştırılmıştı. çok kızmıştık gazeteye. burada hiç kılıf filan aramadık.resmen kızmıştık, bu nasıl islami duyarlılığı olan gazetedir, diye. 
sanırım üç-dört yıl kadar önce yine adana'da yine bir örgüt evine baskın yapılmış ve el-kaide militanlarının yakalandığı haberi yapılmıştı. evde yine cdler bulunmuştu.bu kez cdler el-kaide ile ilgiliydi(!) . öyle deniyordu. cdlerde olduğu iddia edilen kişilerden biri ebu-zer lakaplı serdal erbaşı'nın el kaide türkiye emiri olduğu iddia ediliyordu. serdal erbaşı ismini şu son 4 yıl içinde duymaya başladım. ben onu hep ebu-zer olarak bilmiştim. çeçenistan dağlarında cihat eden bir müslümandı,komutandı hatta. youtube da bir yığın videosu var(çeçenistan dağlarındaki videolarındaki duruşu bana çok samimi gelmiştir). çeçen direnişi ardından, afganistana gitmiş ve orada (hala çözemediğim bir kısasa kısas cezalandırılması ile) şehit olmuştur. aslında işaret etmek istediğim şey şu; serdal erbaşı, ismini el-kaide türkiye lideri olarak ilan eden zaman gazetesi, bu kişinin el-kaide türkiye lideri olduğunu iddia ederken elinde gerçekten bilgi mi vardı, yoksa bu mücahidi afişe mi etmek derdindeydi. 
http://www.youtube.com/watch?v=O_1jDKAT5OU (ben ebuzer lakaplı serdal erbaşı'yı bu video ile hatırlıyorum)
yine bir ara fethullah gülen, 28 şubat sürecinde başörtüsüne "furuat" diyerek bizi şaşırttı. kendi içimizde kem-küm ettik.
mavi marmara'da "otoriteye baş kaldırmamak gerek" mealinde bir şeyler söyledi. birbirimize baktık.
başka hatırlayamadığım şeyler de vardır illa ki; ama geçiyorum. 
sonrasında beddua ile zirve yaptı, kendisi.
nelerde samimi olmadığını görmüş olduk ! israil otorite ise, türkiye'ye baş kaldırmak neyin otoritesizliği diye adama sorarlar ! 
daha da yazacak çok şey var da ... 
"Allah gönlünüze göre versin !" anlayana, hem duadır,hem beddua ! 


SEN HANGİSİSİN ?

Steve Jobs'la birlikte 70'li yıllarda Apple'ın bilgisayarlarını geliştiren mühendis Steve Wozniak, ABD'de verdiği bir konferansta başarılı ve başarısız insanlar arasındaki farkları aktardı 
BAŞARILI İNSANLAR 
1- Şükran duygusuna sahiptirler.
2- Başka insanların başarılarını takdir ederler.
3- Her gün okurlar.
4- Yeni fikirleri tartışırlar
5- Yeni bilgi ve fikirleri paylaşırlar
6- Sevinçlerini dışa vururlar
7- Değişimleri kucaklarlar
8- Yapacaklarını planlarlar
9- İltifaf etmeyi severler
10- Affetme duygusuna sahiptirler
11- Hatalarının sorumluluğunu üstlenirler
12- Günlük tutarlar
13- Başkalarının da başarılı olmasını isterler.
14- Uzun vadeli planlar yaparlar
15- Hedefler koyar ve yaşam planı geliştirirler
16- Sürekli öğrenmeye açıktırlar.
17- Dönüşümsel perspektiflere açıktırlar.


BAŞARISIZ İNSANLAR
1- Hep eleştirirler.
2- Her başarı kendilerine aittir.
3- Her başarı kendilerine aittir.
4- Her gün tv seyrederler.
5- Değişimden korkarlar.
6- Objektif kriterlere kapalıdırlar
7- Dedikodu yaparlar
8- Bilgi ve verileri kendilerine saklarlar
9- Genelde sinirli olurlar
10- Kincidirler
11- Hataları için başkalarını suçlarlar
12- Günlük tutmazlar
13- Her şeyi bildiklerini sanırlar
14- İşler bir şekilde yürüsün isterler
15- Başkaları başarısız olsun isterler
16- Ne olmak istediklerini bilmezler.
17- Hedefleri belirlemezler.
üst taraf habertürk'ten alıntı yapılıp,derlenmiştir. ;)

benim ilavem ; başarılı insanlar, 
doğru bildiği şeyi her türlü tepkiye rağmen önüne aksi ispat gelene kadar savunurlar ! 
sevecendirler,başarıyı takdir eder ve ödüllendirirler.
başarılı insanın kompleksi yoktur...
alt elemanının bilgisini kendi bilgisi gibi satmazlar.
hafızanızda oluşturun diye yazıyorum; benim için başarılı insanın yüzü robert williams'dır, bil cosby'dir. 




29 Eylül 2014 Pazartesi

Dinde zorlama yoktur

Sayın Cumhurbaşkanım bugün açıklama yaptı; " Din dersi zorunlu olmazsa..." ile başlayan...
Evet, yakın zamana kadar din dersinin zorunlu olmasını isteyenlerdendim. Ancak düşünüyorum da bu ülkede ateist insanlar var, hristiyanı var yahudisi var; var hani ! yok sayamayız varlar ve zorla bu insanlara islam dinini öğretmek bana çok da doğru gelmiyor. zorla, nur serterin başörtülü kızların başörtülerini açtırmak için ikna odaları kurmasından bir farkı kalmıyor...
evet sizleri seviyoruz...
...ve
kötüden örnek olmaz.

Önemli Falan Filanlar

Benim yazmadığım dönemde halkın seçtiği bir cumhurbaşkanımız oldu. Evet, biz seçtik :) kimine göre ot kafalı,kimine göre göbeğini kaşıyan, kimine göre örümcek kafalı,kimine göre KOYUN olan bizler seçtik, ne mutlu bize ! Bize hiç bir babayiğit(!)  "tıpış tıpış" gidecek ve oy kullanacaksınız demedi, diyemedi, diyemez ! Dese de bizden o adama bir daha oy falan gitmez! Çünkü sizin icat ettiğiniz algı oluşturmaya çalıştığınız o koyunlardan biz asla olmadık. Ama "tıpış tıpış" sandığa giderek koyunun dik alası olduğunuzu ispatladınız. Bizim oy verdiğimiz ADAMa siz diktatör diyordunuz ya; asıl diktatörlük hevesinde olan kemal kılıçdaroğlu olduğuna şahit olduk (gerçi öyle bir çapı da yok ama neyse) . "Tıpış tıpış gideceksiniz" diyecek kadar diktatör bir söylem Türkiye Cumhuriyetinin sanırım hiç bir döneminde duyulmadı.
Neyse, koyun koyuna siz hayatınıza devam edin...
Sonrasında Davutoğlu Başbakan seçildi. O, benim çok istediğim bir başbakan adayı değildi. Olabilirdi (müthiş bir deneyimi ve donanımı var), ancak benim gönlümde başkaları vardı. Bu da çok önemli değil, Davutoğlu başbakanlığı götürecek nitelikte bir insan, sadece benim isteğim o yönde değildi,o kadar.
Sonrasında twitter aleminde şahit olduğum, tartışmasına girmek zorunda kaldığım bazı mevzular oldu.
Bir gazeteci arkadaşım hakkında akpartili olan insanlar "art niyetliydin" kaabilinde tweetler atmaya ve hakarete varacak sözlere yakın sözlere imza attılar. Neymiş "o, erdoğan 1 dönem daha başbakan kalsın"diye kampanya başlatmış. O, erdoğanın cumhurbaşkanı olmasını istemiyormuşmuş,falan. Arkadaşımın samimiyetini bilmesem "acaba?" ya düşeceğim. Ancak samimiyetini ve ne düşündüğünü bildiğimden, insanlar düne kadar iyi şeyler söyledikleri insanları farklı düşünüyor diye karalamayı ne çok seviyormuş bunu da öğrendik :) Evet, biz takım tutar gibi partiyi desteklemiyoruz,ancak destekleyenlerimiz de varmış,ona şahit olduk.
...ve yine ışid mevzusu ortalıkta etkin özgülağırlık teşkil etmeye başladı. nereden çıkmıştı bu insanlar, nasıl birdenbire teker teker her yeri ele geçirmeye başladı. Kimdi bunlar?
Kendi gözlemimi söyleyeyim; bana göre tepesindekiler şerefsizin önde gidenleri ! ancak alt kademedeki savaşçıların içinde samimi mücahidler olduğuna da inanıyorum. Çünkü, bu insanlar dünyanın değişik yerlerinde cihad ediyorlarken oralardaki etkisizliklerini görüp, bu alanda etkili olacaklarına inanarak koşa koşa buralara gelmişler. Evet, ışidden nefret ettim(yapı olarak), içlerindeki samimi mücahidlere de üzülüyorum, benim terazime göre onlar şehit filan olmayacak, resmen bok yoluna gidecekler. Benim dinim, savaşta dahi kadına,çocuğa dokunmamayı emrediyor (eğer, karalama kampanyası yapılmamış ise, gördüklerimiz müslümana yakışmayacak şeyler) . ve bir de işin farklı boyutu var, müslüman gruplara saldırılıyor ki; bu ışidin islamiyetten uzak olduğunun bir başka göstergesi.
ışidi ortaya çıkaran abd/ingiltere vs. düşüncesindeyim. ışidi doğuran etkenler, ışidi bombalamak için koalisyon kurmuş. komik geliyor doğal olarak ! ancak insan gülemiyor, çünkü ne ocaklar sönüyor, binler evlerini,yurtlarını terk ediyor. bu kaosta kabak Türkiyenin başına patlıyor 2.000.000 a yaklaşan muhacir ! bir devlet nüfusu kadar insan. hiç bir devletin yapmayacağı şeyi benim ülkem yapıyor ve bu insanlara kapılarını,yüreklerini açıyor. Ekonomik olarak kaldırılabilecek bir durum yok ortada aslında.Bu insanların seçimler öncesi Türkiyede tutulmasının sebebi olarak seçimde oy kullanacaklarını ve oylarını akpartiye verecekleri söyleniyordu muhalefet tarafından :) Bunu söyleyen muhalefet kafası bir yığın SALAK seçmeninin olduğunu göstermiş oldu bir yandan. Çünkü o seçmen aynı şeyi SALAKÇA söylerken, seçimden önce akpartide olan HATAYın(ki en çok muhacir burada vardı)  seçimden sonra akpartinin elinden neden çıktığını göremedi(eğer oy kullanabiliyor olsaydı suriyeliler hatayda akparti tulum çıkartırdı) bu yalanlara inanan SALAKLARA da şahit olduk.
ve yine 49 rehinemiz vardı ışidin elinde, elimizi kolumuzu bağlayan. 101 günlük esaretin ardından, sağlam bir operasyon ile burunları dahi kanamadan ülkemize geri getirildiler. Onlar içinde seçimden önce getirilecekler,seçim malzemesi olarak kullanılacaklar denmişti :) o yalan da yatsıdan sonra söndü. bir yığın yalan dolan ile algı operasyonları yapılıyor, birileri de bunlara hala inanıyor, biz salaklıklarını yüzlerine vurmaktan yorulduk onlar salaklık yapmaktan bıkmadı maalesef.
pyd denilen pkk nın suriye kanadı var ya, onları da ışid öttürüyormuş, birbirlerini yesin şerefsizler, pkknın da pydnin de ışidin de Allah belasını verir inşallah bu kaos bahanesiyle.
Bir başka konu ise bizim seçtiğimiz cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, birleşmiş milletler de yine ağzına geleni sıraladı, esada,sisiye,birleşmiş milletlere,abdye,avrupaya...biz bunun için seçmiştik zaten, isteklerimizin karşılığını gördük elhamdülillah :) sümsük bir lider türkiyenin başında olamaz ! Adam gibi lider (gibi de fazla) TÜRKİYENİN LİDERİ OLMALI Kİ; BU DA RECEP TAYYİP ERDOĞAN...
not: dilbilgisi hatalarına takılmayın, isteseydim 10 numara dilbilgili yazı çıkartırdım, istemedim :)





18 Şubat 2014 Salı

CEMAAT İÇİN 11 SORU, KAMALAK'A 1 !

SORU 1 : hükümet yandaşları madem ki yolsuzluk içindeydi, bu savcılar bunu bugünlerde mi fark etti?
SORU 2 : bu savcılar 11 senedir görev yapmıyor, uyuyorlar mıydı?
SORU 3 : 8 ay önce tamamlandığı iddia edilen dosya ve dosyalar neden aralık ayında ortaya çıktı?
SORU 4 : operasyon yapan savcılar cemaatten mi? olmadığını söyleyen cemaat insanları, zaman,bugün gazeteleri ve samanyolu tv ile bugün tv niye bu savcılara sonuna kadar arka çıkıp savundu?
SORU 5 : yolsuzluk dosyalarının art arda devreye girmesini ne ile açıklayabilirsiniz? aynı anda mı yolsuzluk anlaşıldı?
SORU 6 : tıra operasyon neden yapıldı?
SORU 7 : tırın ihh ile ilgisi yokken, neden todays zaman ihh tırı gibi haber yaptı?
SORU 8 : yolsuzluklar, türkiyenin son yıllardaki en büyük projelerinde mi yapılmış?
SORU 9 : cemaatteki safiyane kardeşler, neden chp ye yönlendirilmeye çalışılınıyor?
SORU 10 : her iktidar döneminde islamla problemi olan, her muhalefet döneminde islama muhalif olan chp'ye oy verenin islamlığından şüphe etmesi gerekir mi, gerekmez mi?
SORU 11 : gelelim son soruya; sevgili cemaat, memur sınavlarının,üniversite sınavlarının ve bilumum sınavların soruları ele geçirilip cemaat insanlarına verilmiş, bu diğer sınava girenlere haksızlık değilmidir? insanların geleceği ile oynamak kul hakkı değil de nedir?

BİR SORU DA KAMALAK'A !
HALK TV DE NE İŞİNİZ VARDI? KİMİ KİME ŞİKAYET ETTİNİZ?
akpartinin artık alternatifi filan değilsiniz!

BU SORULARI ÜMMET İÇİN SORDUM ! GENİŞ DÜŞÜN !

19 Ocak 2014 Pazar

Esnafın Nabzı

yine iş gereği düştüm yollara...
bursadan başladım,eskişehir,kütahya,balıkesir,izmir,aydın,muğla,denizli,antalya,konya ve ankarada bitirdim.
iş kısmı gündemle beraber sıkıntılı hal almıştı. aralık ayı zaten genelde durgun geçer, esnafın stok sayımları,hesap kapamaları falan derken ay biter. iş niyeti ile gittiğim müşterilerle işten çok gündem değerlendirmeleri yaptık. müşterilerimle diyaloglarım satan-alan kıvamında değildir; dost-arkadaş abi-kardeş çerçevesindedir.uzun soluklu seyahatlerimi de zevkli hale getiren bu ilişkilerdir.
neyse biz konumuza dönelim.
işlerin durağanlığının şu dönemde bu kadar artmasının sebebini cemaat-hükümet savaşına endekslemişti her müşterim. genel bakış açısı şöyle; "cemaat bizleri çok pis ters köşeye yatırdı" "biz onları sevmiştik" "iyi şeyler yaptıklarına hep inandık" "bilmem kaç ülkede bizim değerlerimizi yayıyorlar" "iyiydiler ya"
sonuç : BİZ SENİ SEVMİŞTİK BE CEMAAT (di'li geçmiş zaman) !
bursadaki bir müşterim neredeyse beddua edecek kıvamdaydı. geçmişte sempati ile baktığını biliyorum. bu manada çok konuşmuşluklarımız olmuştu. ancak şu an vatana ihanetten bahseder duruma gelmişti.
izmirde bir müşteri kardeşim 11 yıldır 1 kez oy verdiğini bir daha oy vermek içinden gelmediğini ancak şu süreçte hükümete oy vermenin(ki; erdoğanı da sevmediğinin altını çizerek) bir vebal olduğunun altını çizdi.
balıkesirde iki müşteri ile görüştüm, bir tanesi hükümetin işinin bittiğini ısrarla söyledi "biz siyasetin içinde de olduk,ondan biliyorum" demesini de buraya düşmem gerekiyor. bu konuda ben yanıldığını söyledim,hatta 31 mart için telefonlaşma randevulaşmasına girdik :) bir diğeri de o müşterimin akrabası idi,onlar da "resmen, hükümete operasyon yapıldı, bunlara biz boşuna sempati ile bakmışız" kıvamında sözler söyledi.hükümete daha fazla sahip çıkılması gerektiğinin altını çizdi. kaldığım otelin yakınında eski bir müşterim büfe işletir. orada oturup hem atıştırıp,hem lafladık; o da "artık cemaat bitti, erdoğanın yaptıklarını görmeyecekmiyiz,hangi dikenli yolları atlatarak geldiğini, 28 şubatta dindar kesime neler yapıldığını,bunları teker teker ortadan nasıl kaldırdığını unutacakmıyız,sonuna kadar destekleyeceğiz" dediğini de buraya yazmam gerek.
zaman gazetesi abonelikleri çoğunda iptal edilmiş(ki; önceleri herkesin dükkanında mutlaka zaman gazetesi olurdu,kiminin ki devam ediyor,parası daha önceden ödenmiş çünkü. kimisi ortada durmasını önemsememiş ama gelen gidenin kendisine artık düşman gözü ile baktığını söylüyor, kimisi yurtdışında olduğundan aboneliği henüz bitirilmemiş,fakat elemanları gelen gazetenin adı gözükmeyecek şekilde katlayıp kaldırmış.yani esnafın dükkanına bir şekilde zaman girmişse bunun ezikliğini yaşıyor(eskiden gurur duyardı herhal)
diğer illerde görüştüğüm müşterilerim de (ikisi hariç) farklı şeyler söylemedi. o ikisine de döneriz.
şunu farkettim, herkesin cemaatle veya fethullah gülenle ilgili kafasında bir kaç soru işareti olmasına rağmen her sempati ile bakan,destekleyen bunları görmemezlikten geliyormuş. artık herkes onları netleştirmiş havasında. muhabbetlerde dillendirilen mevzuuları özet olarak aşağıya sıralayacağım,aklınızın yattığı olabilir yatmadığı olabilir, ama bunlar artık esnaf dediğimiz kitle arasında dillendiriliyor.herkes içindekini kusuyor;
-cemaatin topladığı paraların makbuzu yok, hangi para nereye gidiyor? biz yahudi kuruluşlarına yardım etmek için mi para verdik?
-maddi durumunun iyi olduğu zamanlar cemaate verdiği bursları ödeyemeyecek duruma düşenlere icra yoluna gidilmesi
-hakan fidan ?!
-ihh ya operasyon !
-gezi olaylarında ankarada ağırlığı olan cemaat sorumlusuna ankarayı karıştırmak için elinizde ne kadar imkan varsa kullanın(ancak konuyu anlatan, sorumlunun bunu yapmadığı ve cemaat içinde horlandığını anlattı-bu konu fazlaca derin,ayrıntılar da anlatıldı,oraya girmiyorum) denmesi.
-"son 1 çekim kaldı,onu da ödeyeyim,bankasya ile irtibatı kesiyorum."
-zaman aboneliğini iptal etmek isteyen esnafa "senin maliye ile hiç işin olmaz mı?" tehditleri
ayrıca BİR KUMPAS OLAYI VAR Kİ; ONU ŞU AN DİLLENDİRMİYORUM (yine de)
bir başka hikaye ile yazıyı bitireyim.
bir matematik öğretmeni, çok zeki bir öğrencisini cemaat kursuna götürür."bu çocuk çok zeki,ben onun matematik öğretmeniyim, bu çocuğa siz burs verseniz,%100 olmasın,yarısını ben vereyim,hem bu çocuğun babası şehit polis, olur mu?" kaabilinden soruya "şehit kontenjanımız doldu, ücretten de bir şey yapamayız,kem küm" matematik öğretmeni oradan boynunu bükerek çıkıp, hiç dini hassasiyeti olmayan bir başka dershaneye gider,aynı şeyleri anlatır, dershane "tamamını biz karşılarız" demesine rağmen matematik öğretmeni yarısını vermek için anlaşır.
son olarak da; iki istisna olan müşterime döneceğimi söylemiştim: onlar cemaatin mütevellisi idi, ikisi ile de geniş geniş konuştuk, benim sorduğum sorulara değil de onların anlatmak istediklerine odaklanmamı arzuluyorlardı. ama öyle olmadı,ben yönlendirmek istediğime yönlendirince mevzuu "eee, kem kümlere " tosluyordu.onlardan edindiğim intiba şu: cemaat hocaları,imamları veya işadamları her ne ise, brifing veriyordu mütevellilere" şu soruya şu cevabı verin,siz şuraya yönlendirin "gibi...çünkü 80 öncesi solcular gibi şablon içinde cevaplar veriyorlar. eskiler hatırlar dev-solcuların şöyle bir nakaratı vardı :) "sakıp sabancı,zengin ama istediği yemeği yiyemez,çünkü şeker hastası" neredeyse bu kıvamdalar.
gördüğüm bir başka şey ise mütevellilerde " ya cemaat, örgüt sayılırsa" ; ardından şu gelebilirdi "örgüte yardım ve yataklık suçlaması..." ve temiz,saf insanlara yazık olmasının bir başka noktada başlangıç noktası olur bu.
CEMAAT (!) SAYENİZDE ÜLKEMİZE GEÇMİŞ OLA DEMEK ZORUNDA KALMAYIZ İNŞALLAH !
SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUAT DEME NOKTASINDAYIZ !


 NOT: Üç fotograf da son seyahatten; üstteki fotoda mağaza ismi ilginç :) ironik (konyadan), ikinci fotoda bir ilçe ismi yanlış yazılı, üçüncü fotoda güzel bir mekan, o kadar !

4 Ocak 2014 Cumartesi

ne cemaatmiş ama !

çok emek verildi,biliyoruz. 
ilk okul açılışının hikayesini ilk ağızlardan dinlemiştim. neler konuşuldu,hangi şartlarda okul açıldı, ne emekler verildi. nerelerde ne hikayeler yazıldı. yokluklarla imtihanlar verildi,varlık yollarında!
bu hikayeler oluşurken,bu günlerin hesabı yapılmışmıydı bilemem. 
hep şunu derdim, güzel insanlar, güzel insanlarla iyi şeylere imza atıyor, destan yazıyorlar. ülkeyi elbirliği ile nereden nereye getirdiler. canla başla çalışıyorlar. referandumda yurtdışından gelip oy kullanan insanlara tv ekranlarında şahit olduk,bravo dedik.türkçe olimpiyatlarına gıpta ile baktık, çocuklarımızı onların okulunda okutalım istiyorduk. tırnaklarla kazınarak gelinen nokta da bomba patladı. iyi şeyler düşündüğümüz insanlar, silahlarını bize doğrulttu. şok olduk. "ne oluyoruz" bile diyemedik,sarsılmıştık, sonra dedik ama hiç bir karşılığı olmadı. saygı duyduğumuz,sevdiğimiz gazeteler,tvler ve kalemler bize döndü. biz mi kimiz? islami değerlere sahip çıkmaya çalışan bir partiye oy veren ve ağzından pozitif anlamda islam kelamı çıkan herkesi, seven insanlar...
saydığımız kalemler gülerceler,alkanlar,dumanlılar (bunlar tüm isimlerin üst başlığı olsun) kalemlerini alnımızın ortasına sapladı. önderleri fethullah gülen, bir beddua etti ki, tüm senelerin birikimini sıfırın altına indirdi. onlar beddua değil dese de (tarihsel örnekte peygamberimizin, müslüman olmayanlarla böyle bir lanetleşmesi durumu var, o da müslüman olmayanlarla) ...neyse ben, gördüğüm video karşısında şok oldum, fethullah gülen de o videoyu seyretse şok olur herhalde. kendini ti'ye alan bir yığın video yapıldı o kayıt kullanılarak. 
çok emek veren sadece cemaat miydi? hayır! akparti de ne yollardan geçmişti ! ne badireler atlatmıştı. omuz omuza yürünmüştü belki de! 
soruyorum, peki ne oldu ? 
dershane mi? 
bırakın Allah'ınızı severseniz !  
ne mi oldu ben söyleyeyim! karşıt görüş artık bize kıçıyla gülüyor ! 
en çok onları mutlu ettiniz! 
şimdi mi ne olacak akparti seçimlerden daha da güçlü çıkacak! hep bu böyle oldu! operasyonlardan sonra daha da büyüyen, parti oldu.
size mi ne olacak? halkın gözündeki teveccühü kaybettiniz! şişirme aboneliklerle kimseyi kandıramazsınız,neyi nasıl yaptığınıza şahitliğimiz oldu. zamanında nevval sevindi yi nasıl yücelttiğinizi biliyorum.öğrenci evlerinde kalanların bayiye gelen tüm gazeteleri aldığını bilirim(nevval sevindinin gülenle röportajı mevzuu). bundan sonrasını artık cemaat düşünsün, bireysel rantlananlar Allah ile hesap görür, ümmete zararınız olduysa Allah da gönlünüze göre versin! 
cemaat türkiyede kendi sonuna doğru gidiyor...
cemaat artık hiç mi hiç umurumda değil ! ki; tüm sağ-sol/ din eksenli tartışmalarda köküne kadar savunurdum (onların abd eksenli oluşum söylemlerine karşı). 
ne ettiğinizi Allah biliyor, bizim bilmemizin ya da bilmememizin önemi yok. 
en büyük hesap Allah'ın hesabıdır. o gün de bir gün gelecek !