Kuzey Cephe,soğuk alması ile ünlüdür.rüzgâr yiyen taraftır.O yüzden Kuzey Cephe dayanıklı olmak zorundadır.Rüzgara,kara,fırtınaya karşı hep dik durabilmelidir.Bir de savaşlarda cephe mevzuları vardır.Bizimkisi de Kuzey Cephesi olsun.Serde; zaten Kuzeyliyiz...
16 Eylül 2009 Çarşamba
pide-kayra
rahat durmaz ki; ya atlayacak,ya hoplayacak...
e, öyle olunca da resim silik çıktı.iftara yaklaşırken,pideyi taşırken götürmece!
11 Eylül 2009 Cuma
yağmur felaketi
bir felaketti yaşanılan.şimdi bu felaketten nemalanmaya çalışan siyasetçiler nutuklar çekiyorlar.
dün aklınız neredeydi.dere yatakları boşaltılacakmış,dün aklınız neredeydi.bir diğeri de bunun sebebi sizsiniz,hesap verin diye ortalarda dolaşıyor.demek ki; ortada bir ihmal var,demek ki ortada yapılması gereken bir şeyler varmış ve bunu kimseler yapmamış,yaptırmamış.soruyorum; o ölen insanların bir tekini geri getirebilirmisiniz,bundan sonraki çözümlerinizle...
dün aklınız neredeydi.dere yatakları boşaltılacakmış,dün aklınız neredeydi.bir diğeri de bunun sebebi sizsiniz,hesap verin diye ortalarda dolaşıyor.demek ki; ortada bir ihmal var,demek ki ortada yapılması gereken bir şeyler varmış ve bunu kimseler yapmamış,yaptırmamış.soruyorum; o ölen insanların bir tekini geri getirebilirmisiniz,bundan sonraki çözümlerinizle...
7 Eylül 2009 Pazartesi
F KLAVYE
İhsan Sıtkı Yener...
29934 kelimenin istatistiğini almış,183596 harfin kaç kez kullanıldığını belirlemiş,parmakların röntgenlerini çektirmiş,kas,sinir sistemini inceletmiş ve sonra da klavye düzeninde hangi harfin parmağın altına geleceğini belirlemiş ve F KLAVYE nin mucidi olmuş.
ve yetiştirdiği öğrenci Recep Ertaş F KLAVYE de dünya şampiyonu olmuş.
İhsan Sıtkı Yener'in F KLAVYE ile ilgili hikayesinin özeti bu.Ayrıntı ise biraz daha çetrefilli.Bu konu üzerinde resmen kafa patlatmış ve F KLAVYE diye bir klavye çeşidini türk milletinin emrine sunmuş.
Bundan sonraki kısmı bir gazete röportajına yansıması ile aktarayım:
"Klavye tiplerinde ilk önce Amerikalıların Q klavyesini daha sonra Fransızların A klavyesini kullandık.Yalnız ortada Türkler için bir sorun vardı.Q ve A klavyelerdeki harflerin dizilimi Türkçeye uygundeğildi.F KLAVYE de A harfi ortada,J harfi alt sırada soldayken Q klavyede J harfi ortada A harfi aynı sıranın en solunda.F KLAVYE yi Türkçeye armağan eden kişi ise A harfini J harfine göre bin kat daha fazla kullandığımız gerçeğini fark eden İhsan Sıtkı Yener.Türkçeye en uygun klavye olan F KLAVYE,Yener tarafından geliştirilmiş.Bilimsel temellere dayalı standart bir Türk Klavyesinin zorunluluğuna inanan Yener'in 1945'te daktilo öğretmeni sıfatıyla başladığı çalışmalarının dikkate ancak 1955'te başarabilmiş.
Yener'in klavyeyle tanışması İzmir Ticaret Lisesi'nde başlıyor.Dördüncü sınıfta on parmak daktilo yarışmasında bir dakikada 108 kelime yazarak birinci olmuş.Yener -O zamanlar daktilolar ya ABD'den ya İngiltere'den ya da Fransa'dan gelirdi.Yani onların dillerine uygun harf dizilimine sahipti.Daktilo dersinde örneğin Ç yapacağımız zaman önce C yazar sonra da ger dönüp virgül koyup Ç yapardık.Türkiye'de standart bir klavye olması gerektiğine ortaokulda karar verdim-diyor.
Liseden sonra İktisadi ve Tİcari İlimler Akademisi'ne başlayan Yener,1946'da STL-Sultanahmet Ticaret Lisesi'nde(BEN DE BU OKULUN MEZUNUYUM-NE MUTLU BANA-) Stenografi,daktilografi ve meslek dersleri öğretmenliğine başlamış.Ortaokulda birinci olduğu yarışma heyecanıyla çalıştığı lisede daktilo yarışmaları düzenlemiş.1955'te Milano'daki bir şampiyonada öğrencileriyle birlikte katılmış ama on parmakla yazı yazmayı öğrettiği öğrencilerinin çaresiz kaldığını görünce yeni bir klavye düzeni için çalışmalarını hızlandırmış.
Türk dilinin özelliklerine uygun,standart bir klavye geliştirilmesi için resmi makamlara 1945'te başvurduğunu anlatan Yener-Bilimsel bir klavye yapın,sizin yaptığınız kabul edelim-cevabı üzerine önce 29934 kelimenin istatistiğini almış ve 183596 harfin kaç kez kullanıldığını belirlemiş.
Doktorlara danışan Yener,parmaklarının röntgenlerini çektirip adale ve sinir sistemlerini incelemiş.Sonra da klavye düzeninde hangi harfin parmağın altına geleceğini belirlemiş.Yener'in çabası 1955 yılında kendini göstermiş.Uzun süren müzakereler sonucu Yener'in hazırladığı F KLAVYE ,milli klavye olarak kabul edilmiş.Bu klavye sayesinde Türkiye pek çok uluslar arası yarışmada derece almayı da başardı.Pekin'de düzenlenen Uluslararası Bilgisayar Şampiyonası'nda Dünya Sürat Şampiyonu olan Recep Ertaş da F KLAVYE sayesinde başarıya imza atan son isim."
Günümüzde Q klavye yaygınlaşsa da Türkçeyi F KLAVYE ile yazmanın hızına erişmek pek mümkün görünmüyor.
BU YAZI DA,Q KLAVYELİ BİR NOTEBOOKTA F KLAVYE SİSTEMİ İLE ON PARMAK OLARAK YAZILMIŞTIR.F KLAVYE KULLANANLAR,KLAVYE Q OLSA DAHİ HARFLERİ GÖRMEDEN YAZABİLİRLER...
29934 kelimenin istatistiğini almış,183596 harfin kaç kez kullanıldığını belirlemiş,parmakların röntgenlerini çektirmiş,kas,sinir sistemini inceletmiş ve sonra da klavye düzeninde hangi harfin parmağın altına geleceğini belirlemiş ve F KLAVYE nin mucidi olmuş.
ve yetiştirdiği öğrenci Recep Ertaş F KLAVYE de dünya şampiyonu olmuş.
İhsan Sıtkı Yener'in F KLAVYE ile ilgili hikayesinin özeti bu.Ayrıntı ise biraz daha çetrefilli.Bu konu üzerinde resmen kafa patlatmış ve F KLAVYE diye bir klavye çeşidini türk milletinin emrine sunmuş.
Bundan sonraki kısmı bir gazete röportajına yansıması ile aktarayım:
"Klavye tiplerinde ilk önce Amerikalıların Q klavyesini daha sonra Fransızların A klavyesini kullandık.Yalnız ortada Türkler için bir sorun vardı.Q ve A klavyelerdeki harflerin dizilimi Türkçeye uygundeğildi.F KLAVYE de A harfi ortada,J harfi alt sırada soldayken Q klavyede J harfi ortada A harfi aynı sıranın en solunda.F KLAVYE yi Türkçeye armağan eden kişi ise A harfini J harfine göre bin kat daha fazla kullandığımız gerçeğini fark eden İhsan Sıtkı Yener.Türkçeye en uygun klavye olan F KLAVYE,Yener tarafından geliştirilmiş.Bilimsel temellere dayalı standart bir Türk Klavyesinin zorunluluğuna inanan Yener'in 1945'te daktilo öğretmeni sıfatıyla başladığı çalışmalarının dikkate ancak 1955'te başarabilmiş.
Yener'in klavyeyle tanışması İzmir Ticaret Lisesi'nde başlıyor.Dördüncü sınıfta on parmak daktilo yarışmasında bir dakikada 108 kelime yazarak birinci olmuş.Yener -O zamanlar daktilolar ya ABD'den ya İngiltere'den ya da Fransa'dan gelirdi.Yani onların dillerine uygun harf dizilimine sahipti.Daktilo dersinde örneğin Ç yapacağımız zaman önce C yazar sonra da ger dönüp virgül koyup Ç yapardık.Türkiye'de standart bir klavye olması gerektiğine ortaokulda karar verdim-diyor.
Liseden sonra İktisadi ve Tİcari İlimler Akademisi'ne başlayan Yener,1946'da STL-Sultanahmet Ticaret Lisesi'nde(BEN DE BU OKULUN MEZUNUYUM-NE MUTLU BANA-) Stenografi,daktilografi ve meslek dersleri öğretmenliğine başlamış.Ortaokulda birinci olduğu yarışma heyecanıyla çalıştığı lisede daktilo yarışmaları düzenlemiş.1955'te Milano'daki bir şampiyonada öğrencileriyle birlikte katılmış ama on parmakla yazı yazmayı öğrettiği öğrencilerinin çaresiz kaldığını görünce yeni bir klavye düzeni için çalışmalarını hızlandırmış.
Türk dilinin özelliklerine uygun,standart bir klavye geliştirilmesi için resmi makamlara 1945'te başvurduğunu anlatan Yener-Bilimsel bir klavye yapın,sizin yaptığınız kabul edelim-cevabı üzerine önce 29934 kelimenin istatistiğini almış ve 183596 harfin kaç kez kullanıldığını belirlemiş.
Doktorlara danışan Yener,parmaklarının röntgenlerini çektirip adale ve sinir sistemlerini incelemiş.Sonra da klavye düzeninde hangi harfin parmağın altına geleceğini belirlemiş.Yener'in çabası 1955 yılında kendini göstermiş.Uzun süren müzakereler sonucu Yener'in hazırladığı F KLAVYE ,milli klavye olarak kabul edilmiş.Bu klavye sayesinde Türkiye pek çok uluslar arası yarışmada derece almayı da başardı.Pekin'de düzenlenen Uluslararası Bilgisayar Şampiyonası'nda Dünya Sürat Şampiyonu olan Recep Ertaş da F KLAVYE sayesinde başarıya imza atan son isim."
Günümüzde Q klavye yaygınlaşsa da Türkçeyi F KLAVYE ile yazmanın hızına erişmek pek mümkün görünmüyor.
BU YAZI DA,Q KLAVYELİ BİR NOTEBOOKTA F KLAVYE SİSTEMİ İLE ON PARMAK OLARAK YAZILMIŞTIR.F KLAVYE KULLANANLAR,KLAVYE Q OLSA DAHİ HARFLERİ GÖRMEDEN YAZABİLİRLER...
Etiketler:
A klavye,
F klavye,
ihsan sıtkı yener,
Q klavye,
recep ertaş,
STL
4 Eylül 2009 Cuma
Ramazan 15
Bugün ramazanın onbeşinci günü.Sabah namazını camide kıldım ve oruca öyle başladık.Her sabah namazdan önce bir cüz de Kur'an okunur,ramazan süresince hatim oluşacaktır.Camiden çıktım eve doğru yürürken,köşede üç genç kız oturmuş,bir şeyler konuşup gülüşüyorlardı.Biri sigara içiyordu.İlginçti.Bazı insanlar ramazan ayını,manevi doyumla geçirmek isterken,bazıları da farklı doyumlar peşindeydi.Burası İstanbul'du.Her telin çaldığı...
3 Eylül 2009 Perşembe
kayra - duru - dostoyevski
O akşam, onlara çocuk hikayeleri değil de, Dostoyevski'nin başladığım bir romanından okuyayım istedim.Evde başlamıştık okumaya, bu kadar ilgilerini çekeceğini tahmin etmemiştim. Dolaşmaya çıktık,hep birlikte ve kitabı da yanıma alayım,bir yerde otururuz ve okurum onlara diye düşündüm.Eğleniriz diyordum :) .Akşam,ışıklı bir bankın üzerine tünedik.Yedi-sekiz sayfa daha ileri gittik.Sürekli kitapla ilgili bir şeyler soruyorlardı,onlar sordukça ilgilerinin yoğunluğu ile ben devam ediyordum okumaya.Taa ki; sıkıldıklarını beyan ettiklerine kadar...:))
Yaşları şu an 5,5 .Bu kadarı bile hoş.okuma-yazmayı öğrendiler.Şimdi de arapçayı okumayı öğreniyorlar...Sevilesi veletler...Allah kimseye çocuklarının acısını yaşatmasın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)