neredeyse 2 ay oldu.
mursi tutuklandıktan (!) sonra neredeyse bu kadar zaman geçti. sisi adındaki kahpenin bu kadar ileri gidebileceğini tahmin edememiştim, içinde birazcık insanlık kırıntısı olduğunu düşünmüştüm." kan dökecek değil ya " diyordum. unutmuşum kabili. unutmuşum firavunu !
ilk sabah namazı katliamını beynime kabul ettiremedim. namaz kılan, silahsız insanlara nasıl mermi sıkılabilirdi. sıkıldı.
mısırlı müslüman kardeşlere gıpta etmemek imkansız !
silahları yok ve mermiye yürüyorlar ! imana bakarmısınız?
daha sonra 250 üzerinde müslüman öldürüldü. noluyoruz kıvamında dumur durumdaydım. bunları yapan, yaptıran illa ki uyuşturucu alıp yapar bunları diyebildim, hayır ! kabildiler,firavundular,firavunun soyuydular.
türkiyemin müslümanları durmaları gereken yerde (taraf olarak) durdular. olması gereken yerde olamıyorlar...mısırda kardeşlerinin yanında omuzlarına omuz veremiyorlar.dua ediyorlar, saf tutuyorlar,toplanıyorlar,mısıra selam gönderiyorlar,dua gönderiyorlar,saraçhanede toplanıyorlar,sultanahmette toplanıyorlar,eminönünde toplanıyorlar,yürüyorlar ama koşamıyorlar.
eldeki güç bu kadar, elden bu kadarı geliyor, süper güç olmadan yapılacak bireysel hareket, ötesi yok. bir abd gücünde değilsin. abd değilsin ama abdye karşı duruş gösterebiliyorsun, o kadar.
bunlarla beraber adeviyye meydanının boşaltılma operasyonu yapılacağı haberi düşmeye başlayınca endişelenmeye başlamıştım. meydandakiler silahsızdı ve barışçıl bir eylem yapıyorlardı. istedikleri sadece demokrasi. hani şu avrupa ve abdnin dem vurduğu yönetim şekli. gaspedilen haklarını geri istiyorlardı.
ve meydanın boşaltılması için harekete geçen sisinin köpekleri,meydanı savaş alanına çevirdi. resmi(?) kaynaklara göre 600 civarı ölü 1000in üzerinde yaralı vardı. müslüman kardeşlere göre 2000in üzerinde şehit, 5000in üzerinde yaralı vardı. yani neredeyse 1000lerce insan ya yaşama devam edecek şekilde yara almış,ya da yaşama devam edemeyecek kadar yara almıştı. yarasız tek şey vardı, insanlık! o hiç mermi yememişti,çünkü oraya daha önce hiç uğramamıştı!
katliam bu yazıları ben yazarken de muhtemelen devam ediyor. suriyede olduğu gibi, arakanda olduğu gibi,filistinde olduğu gibi ve diğer islam coğrafyalarında olduğu gibi. şunu söyledim geçende "bugün dünyada inancından dolayı kaç hristiyan,yahudi veya budist öldürüldü" cevap "hiç" hep birbirini öldürenler müslüman ya da kendini müslüman zannedenler.
ben hanef/sünni olarak kodlanmış bir müslümanım. kodlarımı reddediyorum artık.müslümanım, şafi,hambeli,maliki,caferi,alevi kendini müslümanlığın koluyum bende diyen herkesten kendimi soyutluyorum. siz de öyle yapın. mezhep kavramını aramızdan çıkarmamız gerek,kim nasıl ibadet ederse etsin. "lailaheillallahmuhammedenresulullah" diyen her müslüman birbirini sevmeli,saymalı.kardeş olduğunu hatırlamalı. MEZHEPLERİ REDDEDİYORUM,BEN SADECE MÜSLÜMANIM!
gelelim başka bir boyuta.türkiyede gezi kalkışmasında olan ya da ona yandaş olanların, bu süreçte ağızlarından salya akarak,mısırdaki baltacı ve sisiye nasıl sahip çıktıklarını görürken şoka giriyorum. içimizdeki vahşileri de görmüş oluyoruz.bunların içinde sanatçı bozuntuları da var.şerefsizliğin bile bir değeri olmalı.bu süreçte onun da kahpe olduğunu gördük.
hala gezi olaylarını meşru bir hükümete karşı kalkışma olduğunu, mısırdaki meşru hükümete gayrimeşru bir operasyon yapıldığını göremiyor ya da görmek istemiyor ya da işine gelmiyor.
şerefsizliğin de bir değeri olmalı.
her ele aldığım konu aslında kitap konusu; ancak benim o kadar sabrım yok. bağlıyorum...
müslümanlar kardeştir ( kurana göre )
hayatta karşılığını bulamıyor...bulamadığı sürece bu sıkıntılar devam edecektir.
KARDEŞLİK HUKUKUNU KAVRAMADIĞIN VE HAYATA GEÇİREMEDİĞİN SÜRECE "MÜSLÜMANLAR KARDEŞTİR" DEME!
Allah şahadetlerinizi kabul etsin ey mısır yiğitleri ! bedrin aslanları gibisiniz.
ölüm kusanlara karşı yiğitçe yürüyorsunuz,korkmadan onurunuzla !
biz? utanıyoruz kardeşliğimizden(!)