Kuzey Cephe,soğuk alması ile ünlüdür.rüzgâr yiyen taraftır.O yüzden Kuzey Cephe dayanıklı olmak zorundadır.Rüzgara,kara,fırtınaya karşı hep dik durabilmelidir.Bir de savaşlarda cephe mevzuları vardır.Bizimkisi de Kuzey Cephesi olsun.Serde; zaten Kuzeyliyiz...
9 Eylül 2015 Çarşamba
Cinnet Hali
Yine Anadolu yollarında, illerindeyim. 5 şehire uğradım. Adapazarında akşam oldum. Adapazarının 1 şehidi varmış. Naaşı 1 gün sonra gelecekmiş. Eylem vardı. Sonra düzce ye geçtim. 1 şehit de orada vardı. Öğleden akşama kadar parça parça eylemler oldu. Akşam bütünleşerek cami meydanında toplanıldı. Düzce resmen ayaktaydı.akşam namazı saati Cenaze namazı kılındı. Sonra kırıkkale ye geçtim . Kırıkkale'nin 2 şehidi vardı. Tam öğle vaktine denk geldim. 2 şehidin cenaze namazını kıldık. Mübarek iş gezisi değil; şehir şehir dolaşıp cenaze namazlarına katılıyorum. Gözlediklerimi aktarayım. Gençlik infial durumunda . Kime saldıracaklarını bilemeyip, ( bazıları) saldıracak yer de bulmuş. Kimi işyeri sahibi kürt olan mekana saldırmış, kimileri yoldan geçen güneydoğu otobüslerine saldırmış. Kimileri de yeni hedefler arıyor...Kimi cinnet halinde "tunceli katliamının özleminde". ARKADAŞLAR, KARDEŞLER,DOSTLAR ! TAM DA BUNU GERÇEKLEŞTİRMEK İSTEYENLERİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRÜLÜYOR; YAĞ DA DEĞİL BAL-KAYMAK ! TAM DA ŞİMDİ HER TÜRK AİLESİ BÜYÜĞÜ GENÇLERİNE BUNLARIN YANLIŞ OLDUĞUNU BAĞIRMALI. EVET BAĞIRMALI! BİR KISIM TÜRK OLDUĞUNU İDDİA EDEN TÜRKTEN DAHA VATANSEVER KÜRT KARDEŞLERİMİZİ YARALIYORUZ. BENİM İÇİN KİMSENİN KÖKÜ ÖNEMLİ DEĞİL; VATANIMA HAİNLİĞİ, KAHPELİĞİ ÖLÇÜDÜR. GENÇLER KİMSENİN MAŞASI OLMAYIN, SİZ MAŞA OLURSANIZ HALKI SOKAĞA DÖKMEK İSTEYEN SELAHATTİN DEMİRTAŞ ŞEREFSİZİ UTANMADAN "İÇ SAVAŞ ÇIKARMAK İSTİYORLAR" DİYE AÇIKLAMA YAPAR. VE BİR TAKIM MEDYA DA PKKYI LANETLEYECEĞİNE HÜKÜMETİ HEDEF TAHTASINA KOYAR; ZATEN BAHANE ARAYANLARA DA GÜN DOĞAR ! HERKES AKLINI BAŞINA ALSIN. ÜLKEME SALDIRAN, ASKERİMİ,POLİSİMİ ÖLDÜREN PKK ,PKK, PKK ! KİMİN MAŞALIĞINI YAPTIĞINI 2 GÜNDÜR PAYLAŞTIĞIM VİDEOLARDAN ÇIKARABİLİRSİNİZ. ŞU AN HERKES DEVLETİN BİR PARÇASI GİBİ HAREKET ETMELİ. SADECE PKK YA DİŞ BİLENMELİ, KÜRT KARDEŞİME -KARDEŞİNE DEĞİL !
17 Haziran 2015 Çarşamba
BİR SEÇİM SONRASI
bir seçim daha geçti.
ilk zamanlar çok belirsiz bir seçim olacağını varsaymıştım. sonrasında ne fikrimi değiştirdi bilmiyorum. biraz daha net gördüğümü sandığım seçimler pek de öyle olmadı, ilk fikrime yakın sonuçlar çıktı. fakat öngörmediğim hdpnin % 13 gibi bir oy alabilmesiydi. en fazla 10,5 falan oy alır, o da görüp göreceği en yüksek oy diyordum(o oyu da chplilerin, yabancı medyanın, yabancı medyanın yerli uzantılarının yağlayıp yıkaması ile alır diyordum)
yanıldığımızı gördük.
seçim öncesi hdpyi parlatma çalışmalarını net gördük, pkknın siyasi (!) ağzı gibi lanse olan hdp bu seçimde nişantaşı,bebek gibi elit yaşantısı olan semtlerden bile yüksek oy çıkardı. burada yaşayan kitlenin derdi sadece akp gitsin, sonuç önemli değil bakış açısı. birileri, bu tayfaya "siz özgür değilsiniz,rte diktatör,sizin yaşam şartlarınızı bunlar değiştirecek,ülke battı,yan yattı,çamura battı"diyor bunlar da salak salak inanıyor herhalde.
dün akp ye çözüm süreci dolayısıyla akpkk diyen güruh, seçimde kendilerini inkar edercesine hdp ye oy verdi. kendilerini inkar edercesine dedim ama bir üst paragrafta söylediğim gibi aslında kendileri de değiller, onlara ne denmişse o.
biz, akpye oy veren kemik denilen kitlenin baktığı pencere şudur; akp ülkeye ivme kazandırdı, imfyi bitirdi(ki; 80li yılların öncesi sol freaksiyonların duvar yazısı "imfye hayır"dır). tabi bunlar unutuldu. bu iktidardan önce, ssklarda gece 3lerde hastaneye muayene olmak için girilen kuyruklar unutuldu(ki; yanında biri daha olmalı o da ilaç kuyruğuna girecek-muayene olunursa-). uçak, elit tabakanın bindiği araç, yollar bugün gidilen mesafelerin 2 kat zaman diliminde gidilebilecek şekildeydi,bunlar değişti. bunlar yüzeysel görünenler.
ben niye akpye oy veriyorum. ilk çıkış noktasında inandığım şey şuydu; erdoğan, her tarafı kilitlenmiş bir türkiyede öncelikle o kilitleri açmak için saman altından su yürütecek. yani abd güdümündeki türkiyeyi ilk zamanlar abd paralelinde hareket eden bir parti algısı oluşturup, sonra aslına, türkiye milliyetçiliğine ve ümmet merkezli hareket alanına atlayacak. ki; bu düşüncemin doğru olduğunu zaman bana gösterdi. erdoğan son 3-5 senedir sesini yükseltiyor. abdye,avrupaya ve bmye her fırsatta lafı koyuyor.hala laf koymanın para etmediğini görüyoruz.çünkü, sen yıllar boyunca maddi anlamda güçlenememişsin,yaptırım gücü de maddi gücün olduğu nispette var.
solcu arkadaşlar hep şunu söylerlerdi "ya abdye rest çekelim,posta koyalım,aç kalalım,ama bağımsız olalım" :) evet, posta koyan ya da abdye ses çıkartan adamı indirmek için elinizden geleni ardınıza koymuyorsunuz, yabancılar mutlu (hadi onlar yabancı), siz onların mutluluğundan bile erdoğana niye sahip çıkılması gerektiğini göremiyor, yabancıların suyunda yüzüyorsunuz.derler ki o arkadaşlar, " tabii ki hükümet saydığın şeyleri yapacak, teknoloji sürekli değişiyor,ayak uydurmak durumunda,istemese de bunlar kendiliğinden olur" adama "yok ya!" derler. 1969da da aya çıkacak teknoloji vardı, senin ülken o teknolojiden ne kadar nasip almıştı! kem,küm yapmak yok! eğriye eğri doğruya doğru demesini bilmeliyiz.
akp içinden insanlarla konuşuyorum. herkes teşkilatlar içindeki yeni çöreklenen tiplerden rahatsızlar. nasıl iktidardan pay alırız derdi güden bu sonradan partiye girenlerin acilen teşkilatlar içinden soyutlanması ve dışlanması gerekiyor. biz bu partiyi birileri rantlansın diye desteklemiyoruz. biz bu iktidarın ümmetin umudu olması hasebiyle destekliyoruz.
güneydoğudaki başı boşluktan nemalanan hdp/kck/pkk vs harfli uzantılara alanı boş bırakırsan sonuçlarına katlanırsın. ben katlanmak istemiyorum. çözüm sürecini destekledik,doğrudur. ama sahayı yukarıda ismi geçen örgütlere bırakın diye değil. kan akmadan, türkiye halkının gönlü ferah bir şekilde sorunların çözülmesi adına destek verdik. ancak ben türkiye halkının ortalaması biri olarak güneydoğudaki durumdan hiç hoşnut değilim. oraya acil çözüm getirilmeli, oradaki pkk/hdpye karşı olan kitlenin güvenliği net bir şekilde sağlanmalı, batıdaki yaşam güneydoğudada hakim kılınmalıdır.
geleyim, chp seçmeninin bir önceki seçimde tıpış tıpış oy vermeye gitmesinden, bugün geldiği "hdpye oy verdim" durumuna.
hdpye oy verme mevzusu seçim öncesinde çok taraftan seslendirilip algı yaratılan bir konu. hdp, birden sütten çıkmış ak kaşık gibi lanse edilip onun adının ortalarda dolaştırılması, birden demirtaşın 6/7 ekim olaylarının fişekçisi olmasının 50 insanın canına kıydırılması olayının müsebbibi olduğunun unutturulmasını sağladılar. o 50 insan hdpye emanet oy veren kitlenin umurunda değil biliyorum. çünkü o 50 kişinin ismini pazarlayan berkin elvancıları yok. onların kimliğinin müslüman olması, onları umursamamalarına yeter de artar bile.
şimdi ne olur; halk kararının yanlış olduğunu da görmesine rağmen(en azından aklı selim olanlar) kararını verdi. koalisyon yapın dedi. bu dönemde çıkacak koalisyon seçenekleri herkesin malümu. ben, akp seçmeni olarak chp ve hdp ile koalisyon yapan bir partiye kesinlikle bir daha oy vermem. bu koalisyonlar akpyi de ülkeyi de bitirir. akp tabanının büyük bir kesimi akpyi siler. chp-mhp-hdp bu da olabilir bir koalisyon değil. olsa da ömrü 6 ayı bulmaz. tek seçenek, bizlerin de nispeten sıcak baktığı akp-mhp koalisyonudur. en azından 2 yıl rahat rahat gider. he bu da olmuyorsa, erken seçim ve akp en az % 45 ile tekrar iktidar, hatta % 50 yi geçerse şaşırmayın !
söylenecek çok şey var ama hepsinin ortalamasını aldım.
Allah ülkeye zeval vermesin.
ilk zamanlar çok belirsiz bir seçim olacağını varsaymıştım. sonrasında ne fikrimi değiştirdi bilmiyorum. biraz daha net gördüğümü sandığım seçimler pek de öyle olmadı, ilk fikrime yakın sonuçlar çıktı. fakat öngörmediğim hdpnin % 13 gibi bir oy alabilmesiydi. en fazla 10,5 falan oy alır, o da görüp göreceği en yüksek oy diyordum(o oyu da chplilerin, yabancı medyanın, yabancı medyanın yerli uzantılarının yağlayıp yıkaması ile alır diyordum)
yanıldığımızı gördük.
seçim öncesi hdpyi parlatma çalışmalarını net gördük, pkknın siyasi (!) ağzı gibi lanse olan hdp bu seçimde nişantaşı,bebek gibi elit yaşantısı olan semtlerden bile yüksek oy çıkardı. burada yaşayan kitlenin derdi sadece akp gitsin, sonuç önemli değil bakış açısı. birileri, bu tayfaya "siz özgür değilsiniz,rte diktatör,sizin yaşam şartlarınızı bunlar değiştirecek,ülke battı,yan yattı,çamura battı"diyor bunlar da salak salak inanıyor herhalde.
dün akp ye çözüm süreci dolayısıyla akpkk diyen güruh, seçimde kendilerini inkar edercesine hdp ye oy verdi. kendilerini inkar edercesine dedim ama bir üst paragrafta söylediğim gibi aslında kendileri de değiller, onlara ne denmişse o.
biz, akpye oy veren kemik denilen kitlenin baktığı pencere şudur; akp ülkeye ivme kazandırdı, imfyi bitirdi(ki; 80li yılların öncesi sol freaksiyonların duvar yazısı "imfye hayır"dır). tabi bunlar unutuldu. bu iktidardan önce, ssklarda gece 3lerde hastaneye muayene olmak için girilen kuyruklar unutuldu(ki; yanında biri daha olmalı o da ilaç kuyruğuna girecek-muayene olunursa-). uçak, elit tabakanın bindiği araç, yollar bugün gidilen mesafelerin 2 kat zaman diliminde gidilebilecek şekildeydi,bunlar değişti. bunlar yüzeysel görünenler.
ben niye akpye oy veriyorum. ilk çıkış noktasında inandığım şey şuydu; erdoğan, her tarafı kilitlenmiş bir türkiyede öncelikle o kilitleri açmak için saman altından su yürütecek. yani abd güdümündeki türkiyeyi ilk zamanlar abd paralelinde hareket eden bir parti algısı oluşturup, sonra aslına, türkiye milliyetçiliğine ve ümmet merkezli hareket alanına atlayacak. ki; bu düşüncemin doğru olduğunu zaman bana gösterdi. erdoğan son 3-5 senedir sesini yükseltiyor. abdye,avrupaya ve bmye her fırsatta lafı koyuyor.hala laf koymanın para etmediğini görüyoruz.çünkü, sen yıllar boyunca maddi anlamda güçlenememişsin,yaptırım gücü de maddi gücün olduğu nispette var.
solcu arkadaşlar hep şunu söylerlerdi "ya abdye rest çekelim,posta koyalım,aç kalalım,ama bağımsız olalım" :) evet, posta koyan ya da abdye ses çıkartan adamı indirmek için elinizden geleni ardınıza koymuyorsunuz, yabancılar mutlu (hadi onlar yabancı), siz onların mutluluğundan bile erdoğana niye sahip çıkılması gerektiğini göremiyor, yabancıların suyunda yüzüyorsunuz.derler ki o arkadaşlar, " tabii ki hükümet saydığın şeyleri yapacak, teknoloji sürekli değişiyor,ayak uydurmak durumunda,istemese de bunlar kendiliğinden olur" adama "yok ya!" derler. 1969da da aya çıkacak teknoloji vardı, senin ülken o teknolojiden ne kadar nasip almıştı! kem,küm yapmak yok! eğriye eğri doğruya doğru demesini bilmeliyiz.
akp içinden insanlarla konuşuyorum. herkes teşkilatlar içindeki yeni çöreklenen tiplerden rahatsızlar. nasıl iktidardan pay alırız derdi güden bu sonradan partiye girenlerin acilen teşkilatlar içinden soyutlanması ve dışlanması gerekiyor. biz bu partiyi birileri rantlansın diye desteklemiyoruz. biz bu iktidarın ümmetin umudu olması hasebiyle destekliyoruz.
güneydoğudaki başı boşluktan nemalanan hdp/kck/pkk vs harfli uzantılara alanı boş bırakırsan sonuçlarına katlanırsın. ben katlanmak istemiyorum. çözüm sürecini destekledik,doğrudur. ama sahayı yukarıda ismi geçen örgütlere bırakın diye değil. kan akmadan, türkiye halkının gönlü ferah bir şekilde sorunların çözülmesi adına destek verdik. ancak ben türkiye halkının ortalaması biri olarak güneydoğudaki durumdan hiç hoşnut değilim. oraya acil çözüm getirilmeli, oradaki pkk/hdpye karşı olan kitlenin güvenliği net bir şekilde sağlanmalı, batıdaki yaşam güneydoğudada hakim kılınmalıdır.
geleyim, chp seçmeninin bir önceki seçimde tıpış tıpış oy vermeye gitmesinden, bugün geldiği "hdpye oy verdim" durumuna.
hdpye oy verme mevzusu seçim öncesinde çok taraftan seslendirilip algı yaratılan bir konu. hdp, birden sütten çıkmış ak kaşık gibi lanse edilip onun adının ortalarda dolaştırılması, birden demirtaşın 6/7 ekim olaylarının fişekçisi olmasının 50 insanın canına kıydırılması olayının müsebbibi olduğunun unutturulmasını sağladılar. o 50 insan hdpye emanet oy veren kitlenin umurunda değil biliyorum. çünkü o 50 kişinin ismini pazarlayan berkin elvancıları yok. onların kimliğinin müslüman olması, onları umursamamalarına yeter de artar bile.
şimdi ne olur; halk kararının yanlış olduğunu da görmesine rağmen(en azından aklı selim olanlar) kararını verdi. koalisyon yapın dedi. bu dönemde çıkacak koalisyon seçenekleri herkesin malümu. ben, akp seçmeni olarak chp ve hdp ile koalisyon yapan bir partiye kesinlikle bir daha oy vermem. bu koalisyonlar akpyi de ülkeyi de bitirir. akp tabanının büyük bir kesimi akpyi siler. chp-mhp-hdp bu da olabilir bir koalisyon değil. olsa da ömrü 6 ayı bulmaz. tek seçenek, bizlerin de nispeten sıcak baktığı akp-mhp koalisyonudur. en azından 2 yıl rahat rahat gider. he bu da olmuyorsa, erken seçim ve akp en az % 45 ile tekrar iktidar, hatta % 50 yi geçerse şaşırmayın !
söylenecek çok şey var ama hepsinin ortalamasını aldım.
Allah ülkeye zeval vermesin.
17 Nisan 2015 Cuma
ASLINDA GEZİ NEYDİ ?
gezi olaylarının üzerinden neredeyse 2 yıl geçti. ancak gözlemlediğim kadarı ile sokaktaki tayyip karşıtı vatandaşların bir kısmı ve akademisyen(!) (üniversitede öğretim görevlisi vs. kaabilinden bazı tayyip karşıtları) denilen bir kitle hala olayın sadece ağaç bahanesi ile tayyip karşıtlığı olan bir gösteri olduğunu zannediyor. buna da insan ister istemez üzülüyor. bu algı adamların beynine işlenmiş onlar da kabullenmişler.
kendimi, o süreci iyi okuyan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim.
nasıl başladığına gelince...
birilerinin bir kalkışma hazırlığında olduğunu zaman içinde gözlemek zor değildi ve bunu da bazı çevrelerde olan yakınlarım,eşim,dostum sayesinde de teyit ettik.
gezi bir twitter kalkışmasıdır ve hedef iç savaştı, gerisi laf-ı güzaf !
o günlerde aktif twitter kullanıcısıydım. birbirimizi bilen bir yığın arkadaş,kardeş edindim o ortamdan. ve nispeten bir özgül ağırlığımız da oluştu. on kişi ile gündem oluşturabiliyorduk. gezi öncesi süreçte twitterda şu tür tweetler görmeye başladım. "10000 üzerinde takipçisi olan hesaplar satın alınacaktır..." ve bu şekilde mail hesabıma mailler de düşmeye başladı. yani BİRİLERİ ÖN HAZIRLIK YAPIYOR,YAPACAKTI. sonra gezi parkı üzerinden bir ağaç sevdası doğdu(!). gelişmeler olayları rayından çıkardı(benim baktığım yerden böyle, başkalarının istediği zemin oluştu. o zemin (fiili kısmı bir tarafa koyuyorum) oluşurken İNSANLARI TAKSİME DAVET EDEN TWEETLER YAĞMAYA BAŞLADI. daha önce hiç görmediğimiz profiller oluşturulmuş ve profiller üzerinden her saniye tweet atılıyordu(her saniye diyorum, çünkü normal şartlarda 140 karakteri saniyesinde yazamazsınız), yani otomatik tweet yağıyordu. Ve taksimde olduğunu iddia edenler "yok beşiktaştayım, yok tüneldeyim, gaz yiyorum,polis burada, gelmeyin" tarzında yığınla aynı tarz tweet atıyordu (!). kimse şunu düşünmüyordu; "BU İNSANLARIN HEPSİ SABAHTAN BERİ TAKSİMDEYSE, POLİSLE KARŞI KARŞIYA GELİYORSA, HANGİ AKILLI TELEFONU KULLANIYORLAR DA HİÇ ŞARJLARI BİTMİYOR...(Kİ ÖYLE BİR AKILLI TELEFON YOK), iş masabaşı işiydi. önceden kurgulanmış,senaryosu yazılmış, oynanan, masum vatandaşı gaza getiren ve masum vatandaşı figüran olarak kullanan bir tezgahtı. vatandaş, tayyibi sevmemenin arkasından alanda polisle karşı karşıya geliyordu. bir arkadaşım (kendi akp sempatizanı) olayların haftasında bana telefon açtı " abi, twitter uygulamalarını kapat, benim (kendisinden bahsediyor)adıma uygulamalar üzerinden "tünelde sıkıştım,polis gaz sıkıyor!" diye tweet atılmış. "sen neredesin :) şu an " "ne işim olur orada abi, işyerimdeyim,yani taksimde filan değilim" dedi. bu da şunu gösteriyordu ki; twitter kullanıcıları bilir, sizin üzerinizden sadece kendi reklamını yapmak için kullanılan uygulamalar vardır.bu uygulamaları sizin adınıza gezi olaylarında da kullanmışlar ve sizden aldıkları uygulama izni dışına çıkmışlar. gezi olaylarının tırmandığı gece YALAN YIĞINLA HABER YAPILDI VE SERVİS EDİLDİ.bunu özellikle araştırmak isteyen varsa http://www.aksam.com.tr/guncel/gezi-parki-olaylari-ile-ilgili-ortaya-atilan-17-twitter-yalani/haber-211987 ndan bakabilir. yanlış hatırlamıyorsam cumartesiyi pazara bağlayan geceydi. bu yalan haberleri derleyip twitterda yayınlayayım diye düşünürken, ertesi gün bunu yapan sorumluluk sahibi birinin olduğunu gördüm. gezi olayları haftası sabah üçlere-dörtlere kadar insanları karşı karşıya getirmek isteyenlere karşı twitterda mücadele verdik. orada başlatılan kalkışmayı orası üzerinden durdurmak gerektiğine inanıyorduk. o arkadaş kitlemizle beraber canla başla uykusuz kalmak uğruna bu mücadeleyi verdik. çünkü; artık bazıları (akplileri kastederek, güya akpli gibi, tasvip etmediğimiz tweetler de atmaya başladı) "biz de sokağa çıkalım" "daha ne kadar sessiz kalacağız" tarzı tweetler atmaya başladı. bu tiplerin de önlerini kestik.
sokaktaki vatandaş da bunlardan bihaber "ağaç kesmesinler,gezi parkı öylece kalsın" saflığında konuşuyordu.
sonrası mı? sonrasını biliyorsunuz...ama önemli olan kısım üst taraftaki sade vatandaşın görmediği,göremediği kısım !
GEZİ, BİR İÇ SAVAŞ OPERASYONUYDU, YEMEDİ, YEDİREMEDİLER !
KİMSE MEVZU "AĞAÇTI, TAYYİP KARŞITLIĞIYDI" SAFSATASI İLE BOŞ MUHABBET YAPMASIN.
kimse tayyibi sevmek zorunda değil, ama onu seçenlerin seçim hakkına saygı duymak zorunda.
bundan önce gelen-giden başbakanları,cumhurbaşkanlarını seçenlere, diğerlerinin saygı duymak zorunda olduğu gibi ki; onlar öyle yapmıştı ! nokta !
7 Nisan 2015 Salı
Güzel ülkem
Adrenalin sporu yapanlar, hem yaşamını sürdürüp adrenalin solumak istiyorsa Türkiye'ye gelip yerleşsinler. Her gün bir olay her gün zikzak her gün aksiyon mu olur bir ülkede.
Daha Mehmet Selim Kiraz'ın şehadetinin üzerinden 24 saat geçmedi ki; vatandaki emniyet müdürlüğüne saldırı.
Savcımızı gazetelere boy resmi olarak koydukları fotoğrafı ile hatırlamak zorumuza gidecekti. Neyse ki; birileri ümre resimlerini, üniversite resimlerini koydu da ...
Hadi biz bir şekilde, algımızı düzenleriz de çocuğunun algısını nasıl değiştireceksiniz. O çocukcağız o resmi nasıl unutacak. Sevgili(!) basın mensupları veya şerefsiz medya(!) nasıl bunu o çocuğa yaptınız. O günlerde şerefsiz medya(!)nın hala farklı algılar yaratarak dhkp-c yi aklama derdine düştüğünü üzülerek izledik. Gerçi puşt puştluğunu yapacak ki sıfatına layık olsun(bu da bir realite).
Ardından vatan emniyet binası saldırısı ve bir leş. Allah'tan başarılı olamadılar. Yine buralarda ölen polislerin çocuklarını yazacaktık. Ölen kız, bundan bir zaman önce "bize canlı bomba diyorlar, biz değiliz" kaabilinden bir basın toplantısı yapmışlardı. Sultanahmet saldırısında ismi geçmiş, "kızın günahını almışlar,o değilmiş işte" yanılgısına düşmüştük. Puşt, puştluktan vazgeçmiyordu halbuki.
Daha aksiyonel bir eylemde "şerefsiz" yaftasını yapıştırdık ve defolup gitti bu alemden.
İşin başka bir boyutu da bu gençlerin anne babaları var. Onların da evlat acısını hissetmemek mümkün değil. Onların yerine kendimi koymak bile istemiyorum. Sen az ya da çok emek ver, büyüt, üniversitelerde okutmak için paralan(ki; bu gençlerin aileleri öyle zengin falan da değil), dişinden tırnağından ayır,okut o bok yoluna gitsin, senin bütün emeklerini boşa çıkarsın.
neyse...
şimdi bir de fenerbahçe otobüsüne silahlı saldırı. neyin kafasıdır bu çözebilmiş değilim. hem de benim memleketimde. hem de neredeyse benim köyümde olmuş olay. köyümün 500 metre ötesi.
bunu taraftar kisvesi altında okumak aptallık olur. eğer taraftar kafası ile yapmışsa yapan onun zekasını tartışmam bile. eksi bilmem kaç!
ülkenin sıkıntılı süreçten geçtiği dönemde, herkesin birbirine diş sokmak için fırsat kolladığı bir dönemde, iki birbirine düşman(bunu da anlamakta zorluk çekerim) taraftar kitlesini ayağa kaldırır bir hamle yap. Allah'tan kulüp yöneticilerinin beyanları ortalığı ılıman tutabiliyor.
Bu olay benim için terör saldırısıdır. Düşünsenize otobüs şoförünün o an öldüğünü, o yolda, o otobüstekilerin yarısı şu an yaşamıyordu ve ülke fenerbahçe-trabzon üzerinden yeni bir kaosa girmişti. YİNE ALLAH KORUDU !
Kupa dediğin nedir ki gülüm? ölen birini diriltir mi?
Kupanıza sokayım.nokta! (bu hem fenerbahçeye, hem trabzonspora)
Daha Mehmet Selim Kiraz'ın şehadetinin üzerinden 24 saat geçmedi ki; vatandaki emniyet müdürlüğüne saldırı.
Savcımızı gazetelere boy resmi olarak koydukları fotoğrafı ile hatırlamak zorumuza gidecekti. Neyse ki; birileri ümre resimlerini, üniversite resimlerini koydu da ...
Hadi biz bir şekilde, algımızı düzenleriz de çocuğunun algısını nasıl değiştireceksiniz. O çocukcağız o resmi nasıl unutacak. Sevgili(!) basın mensupları veya şerefsiz medya(!) nasıl bunu o çocuğa yaptınız. O günlerde şerefsiz medya(!)nın hala farklı algılar yaratarak dhkp-c yi aklama derdine düştüğünü üzülerek izledik. Gerçi puşt puştluğunu yapacak ki sıfatına layık olsun(bu da bir realite).
Ardından vatan emniyet binası saldırısı ve bir leş. Allah'tan başarılı olamadılar. Yine buralarda ölen polislerin çocuklarını yazacaktık. Ölen kız, bundan bir zaman önce "bize canlı bomba diyorlar, biz değiliz" kaabilinden bir basın toplantısı yapmışlardı. Sultanahmet saldırısında ismi geçmiş, "kızın günahını almışlar,o değilmiş işte" yanılgısına düşmüştük. Puşt, puştluktan vazgeçmiyordu halbuki.
Daha aksiyonel bir eylemde "şerefsiz" yaftasını yapıştırdık ve defolup gitti bu alemden.
İşin başka bir boyutu da bu gençlerin anne babaları var. Onların da evlat acısını hissetmemek mümkün değil. Onların yerine kendimi koymak bile istemiyorum. Sen az ya da çok emek ver, büyüt, üniversitelerde okutmak için paralan(ki; bu gençlerin aileleri öyle zengin falan da değil), dişinden tırnağından ayır,okut o bok yoluna gitsin, senin bütün emeklerini boşa çıkarsın.
neyse...
şimdi bir de fenerbahçe otobüsüne silahlı saldırı. neyin kafasıdır bu çözebilmiş değilim. hem de benim memleketimde. hem de neredeyse benim köyümde olmuş olay. köyümün 500 metre ötesi.
bunu taraftar kisvesi altında okumak aptallık olur. eğer taraftar kafası ile yapmışsa yapan onun zekasını tartışmam bile. eksi bilmem kaç!
ülkenin sıkıntılı süreçten geçtiği dönemde, herkesin birbirine diş sokmak için fırsat kolladığı bir dönemde, iki birbirine düşman(bunu da anlamakta zorluk çekerim) taraftar kitlesini ayağa kaldırır bir hamle yap. Allah'tan kulüp yöneticilerinin beyanları ortalığı ılıman tutabiliyor.
Bu olay benim için terör saldırısıdır. Düşünsenize otobüs şoförünün o an öldüğünü, o yolda, o otobüstekilerin yarısı şu an yaşamıyordu ve ülke fenerbahçe-trabzon üzerinden yeni bir kaosa girmişti. YİNE ALLAH KORUDU !
Kupa dediğin nedir ki gülüm? ölen birini diriltir mi?
Kupanıza sokayım.nokta! (bu hem fenerbahçeye, hem trabzonspora)
27 Mart 2015 Cuma
ScInn otel ve karaborsacılık
Yine yollardaydık. ankara konya antalya ısparta denizli muğla aydın ödemiş izmir ve şu An akhisardayım.
Hayatı yollarda geçenlerin hayatının büyük kısmı otellerde geçer. oteller de bir nevi evleri gibidir. Bazı otellerde personelle ilişkiler artık belirli düzeye de erişir. Sizi tanırlar otele girdiğinizde. Bazılarında da sözde kurumsallık vardır; tanısalar da pek önemli değildir. Merkezde tamamen para vardır.
Şimdi Size bir izmir otelinden söz edeyim. Otelin ismi ScInn. Havalı bir oteldir. Telefon açtım "yeriniz var mı ?" diye , "var" dediler "ama özel fiyat uyguluyorum. .." "nasıl yani" "efendim mermerciler fuarı var izmirde fiyatımız o nedenle 130 Euro yani 300 tl " " yani fırsatçılık yapıyorsunuz" dediğimde "kem,küm" bununla yetinmedim bir gün sonra otelin önünden geçiyordum; yüz yüzden utanır diye tekrar girdim tekrar sordum aynı diyaloğu yine yaşadık . fakat 200 tl ye inebileceklerini söylediler :) (lütfettiler) ve ben 130 tl ye kaldığım otelde bu fırsatçılığı yaşamanın onların adına utancını yaşadım. Bir görevlinin " bu dönemde tüm Oteller böyle" deyince, hepsi fırsatçı, hepsi karaborsacı ve maalesef hepsi şerefsiz ! miş ... personelin beyanı bu ( şerefsiz benim beyanım)
Hayatı yollarda geçenlerin hayatının büyük kısmı otellerde geçer. oteller de bir nevi evleri gibidir. Bazı otellerde personelle ilişkiler artık belirli düzeye de erişir. Sizi tanırlar otele girdiğinizde. Bazılarında da sözde kurumsallık vardır; tanısalar da pek önemli değildir. Merkezde tamamen para vardır.
Şimdi Size bir izmir otelinden söz edeyim. Otelin ismi ScInn. Havalı bir oteldir. Telefon açtım "yeriniz var mı ?" diye , "var" dediler "ama özel fiyat uyguluyorum. .." "nasıl yani" "efendim mermerciler fuarı var izmirde fiyatımız o nedenle 130 Euro yani 300 tl " " yani fırsatçılık yapıyorsunuz" dediğimde "kem,küm" bununla yetinmedim bir gün sonra otelin önünden geçiyordum; yüz yüzden utanır diye tekrar girdim tekrar sordum aynı diyaloğu yine yaşadık . fakat 200 tl ye inebileceklerini söylediler :) (lütfettiler) ve ben 130 tl ye kaldığım otelde bu fırsatçılığı yaşamanın onların adına utancını yaşadım. Bir görevlinin " bu dönemde tüm Oteller böyle" deyince, hepsi fırsatçı, hepsi karaborsacı ve maalesef hepsi şerefsiz ! miş ... personelin beyanı bu ( şerefsiz benim beyanım)
Etiketler:
fırsat,
fırsatçılık,
izmir,
mermerciler fuarı,
otel,
ScInn,
ScInn otel
8 Ocak 2015 Perşembe
Şerefsiz dünya
Fransa'da birileri 12 kişiyi öldürmüş. Ve dünya ayakta ! Yok özgür Basını vurmuşlarmış, fikre kurşun sıkılmışmış,vs.vs...lan bu sayının 5 katı 10 katı her gün Suriye'de, Irak'ta öldürülüyor, o adette insan her gün soğuktan sığındıkları ülkelerdeki kamplarda ölüyor...daha fazla lafa gerek yok ! Adam olana...ama sanırım kara deliğe konuştum
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)