Kuzey Cephe,soğuk alması ile ünlüdür.rüzgâr yiyen taraftır.O yüzden Kuzey Cephe dayanıklı olmak zorundadır.Rüzgara,kara,fırtınaya karşı hep dik durabilmelidir.Bir de savaşlarda cephe mevzuları vardır.Bizimkisi de Kuzey Cephesi olsun.Serde; zaten Kuzeyliyiz...
17 Nisan 2015 Cuma
ASLINDA GEZİ NEYDİ ?
gezi olaylarının üzerinden neredeyse 2 yıl geçti. ancak gözlemlediğim kadarı ile sokaktaki tayyip karşıtı vatandaşların bir kısmı ve akademisyen(!) (üniversitede öğretim görevlisi vs. kaabilinden bazı tayyip karşıtları) denilen bir kitle hala olayın sadece ağaç bahanesi ile tayyip karşıtlığı olan bir gösteri olduğunu zannediyor. buna da insan ister istemez üzülüyor. bu algı adamların beynine işlenmiş onlar da kabullenmişler.
kendimi, o süreci iyi okuyan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim.
nasıl başladığına gelince...
birilerinin bir kalkışma hazırlığında olduğunu zaman içinde gözlemek zor değildi ve bunu da bazı çevrelerde olan yakınlarım,eşim,dostum sayesinde de teyit ettik.
gezi bir twitter kalkışmasıdır ve hedef iç savaştı, gerisi laf-ı güzaf !
o günlerde aktif twitter kullanıcısıydım. birbirimizi bilen bir yığın arkadaş,kardeş edindim o ortamdan. ve nispeten bir özgül ağırlığımız da oluştu. on kişi ile gündem oluşturabiliyorduk. gezi öncesi süreçte twitterda şu tür tweetler görmeye başladım. "10000 üzerinde takipçisi olan hesaplar satın alınacaktır..." ve bu şekilde mail hesabıma mailler de düşmeye başladı. yani BİRİLERİ ÖN HAZIRLIK YAPIYOR,YAPACAKTI. sonra gezi parkı üzerinden bir ağaç sevdası doğdu(!). gelişmeler olayları rayından çıkardı(benim baktığım yerden böyle, başkalarının istediği zemin oluştu. o zemin (fiili kısmı bir tarafa koyuyorum) oluşurken İNSANLARI TAKSİME DAVET EDEN TWEETLER YAĞMAYA BAŞLADI. daha önce hiç görmediğimiz profiller oluşturulmuş ve profiller üzerinden her saniye tweet atılıyordu(her saniye diyorum, çünkü normal şartlarda 140 karakteri saniyesinde yazamazsınız), yani otomatik tweet yağıyordu. Ve taksimde olduğunu iddia edenler "yok beşiktaştayım, yok tüneldeyim, gaz yiyorum,polis burada, gelmeyin" tarzında yığınla aynı tarz tweet atıyordu (!). kimse şunu düşünmüyordu; "BU İNSANLARIN HEPSİ SABAHTAN BERİ TAKSİMDEYSE, POLİSLE KARŞI KARŞIYA GELİYORSA, HANGİ AKILLI TELEFONU KULLANIYORLAR DA HİÇ ŞARJLARI BİTMİYOR...(Kİ ÖYLE BİR AKILLI TELEFON YOK), iş masabaşı işiydi. önceden kurgulanmış,senaryosu yazılmış, oynanan, masum vatandaşı gaza getiren ve masum vatandaşı figüran olarak kullanan bir tezgahtı. vatandaş, tayyibi sevmemenin arkasından alanda polisle karşı karşıya geliyordu. bir arkadaşım (kendi akp sempatizanı) olayların haftasında bana telefon açtı " abi, twitter uygulamalarını kapat, benim (kendisinden bahsediyor)adıma uygulamalar üzerinden "tünelde sıkıştım,polis gaz sıkıyor!" diye tweet atılmış. "sen neredesin :) şu an " "ne işim olur orada abi, işyerimdeyim,yani taksimde filan değilim" dedi. bu da şunu gösteriyordu ki; twitter kullanıcıları bilir, sizin üzerinizden sadece kendi reklamını yapmak için kullanılan uygulamalar vardır.bu uygulamaları sizin adınıza gezi olaylarında da kullanmışlar ve sizden aldıkları uygulama izni dışına çıkmışlar. gezi olaylarının tırmandığı gece YALAN YIĞINLA HABER YAPILDI VE SERVİS EDİLDİ.bunu özellikle araştırmak isteyen varsa http://www.aksam.com.tr/guncel/gezi-parki-olaylari-ile-ilgili-ortaya-atilan-17-twitter-yalani/haber-211987 ndan bakabilir. yanlış hatırlamıyorsam cumartesiyi pazara bağlayan geceydi. bu yalan haberleri derleyip twitterda yayınlayayım diye düşünürken, ertesi gün bunu yapan sorumluluk sahibi birinin olduğunu gördüm. gezi olayları haftası sabah üçlere-dörtlere kadar insanları karşı karşıya getirmek isteyenlere karşı twitterda mücadele verdik. orada başlatılan kalkışmayı orası üzerinden durdurmak gerektiğine inanıyorduk. o arkadaş kitlemizle beraber canla başla uykusuz kalmak uğruna bu mücadeleyi verdik. çünkü; artık bazıları (akplileri kastederek, güya akpli gibi, tasvip etmediğimiz tweetler de atmaya başladı) "biz de sokağa çıkalım" "daha ne kadar sessiz kalacağız" tarzı tweetler atmaya başladı. bu tiplerin de önlerini kestik.
sokaktaki vatandaş da bunlardan bihaber "ağaç kesmesinler,gezi parkı öylece kalsın" saflığında konuşuyordu.
sonrası mı? sonrasını biliyorsunuz...ama önemli olan kısım üst taraftaki sade vatandaşın görmediği,göremediği kısım !
GEZİ, BİR İÇ SAVAŞ OPERASYONUYDU, YEMEDİ, YEDİREMEDİLER !
KİMSE MEVZU "AĞAÇTI, TAYYİP KARŞITLIĞIYDI" SAFSATASI İLE BOŞ MUHABBET YAPMASIN.
kimse tayyibi sevmek zorunda değil, ama onu seçenlerin seçim hakkına saygı duymak zorunda.
bundan önce gelen-giden başbakanları,cumhurbaşkanlarını seçenlere, diğerlerinin saygı duymak zorunda olduğu gibi ki; onlar öyle yapmıştı ! nokta !
7 Nisan 2015 Salı
Güzel ülkem
Adrenalin sporu yapanlar, hem yaşamını sürdürüp adrenalin solumak istiyorsa Türkiye'ye gelip yerleşsinler. Her gün bir olay her gün zikzak her gün aksiyon mu olur bir ülkede.
Daha Mehmet Selim Kiraz'ın şehadetinin üzerinden 24 saat geçmedi ki; vatandaki emniyet müdürlüğüne saldırı.
Savcımızı gazetelere boy resmi olarak koydukları fotoğrafı ile hatırlamak zorumuza gidecekti. Neyse ki; birileri ümre resimlerini, üniversite resimlerini koydu da ...
Hadi biz bir şekilde, algımızı düzenleriz de çocuğunun algısını nasıl değiştireceksiniz. O çocukcağız o resmi nasıl unutacak. Sevgili(!) basın mensupları veya şerefsiz medya(!) nasıl bunu o çocuğa yaptınız. O günlerde şerefsiz medya(!)nın hala farklı algılar yaratarak dhkp-c yi aklama derdine düştüğünü üzülerek izledik. Gerçi puşt puştluğunu yapacak ki sıfatına layık olsun(bu da bir realite).
Ardından vatan emniyet binası saldırısı ve bir leş. Allah'tan başarılı olamadılar. Yine buralarda ölen polislerin çocuklarını yazacaktık. Ölen kız, bundan bir zaman önce "bize canlı bomba diyorlar, biz değiliz" kaabilinden bir basın toplantısı yapmışlardı. Sultanahmet saldırısında ismi geçmiş, "kızın günahını almışlar,o değilmiş işte" yanılgısına düşmüştük. Puşt, puştluktan vazgeçmiyordu halbuki.
Daha aksiyonel bir eylemde "şerefsiz" yaftasını yapıştırdık ve defolup gitti bu alemden.
İşin başka bir boyutu da bu gençlerin anne babaları var. Onların da evlat acısını hissetmemek mümkün değil. Onların yerine kendimi koymak bile istemiyorum. Sen az ya da çok emek ver, büyüt, üniversitelerde okutmak için paralan(ki; bu gençlerin aileleri öyle zengin falan da değil), dişinden tırnağından ayır,okut o bok yoluna gitsin, senin bütün emeklerini boşa çıkarsın.
neyse...
şimdi bir de fenerbahçe otobüsüne silahlı saldırı. neyin kafasıdır bu çözebilmiş değilim. hem de benim memleketimde. hem de neredeyse benim köyümde olmuş olay. köyümün 500 metre ötesi.
bunu taraftar kisvesi altında okumak aptallık olur. eğer taraftar kafası ile yapmışsa yapan onun zekasını tartışmam bile. eksi bilmem kaç!
ülkenin sıkıntılı süreçten geçtiği dönemde, herkesin birbirine diş sokmak için fırsat kolladığı bir dönemde, iki birbirine düşman(bunu da anlamakta zorluk çekerim) taraftar kitlesini ayağa kaldırır bir hamle yap. Allah'tan kulüp yöneticilerinin beyanları ortalığı ılıman tutabiliyor.
Bu olay benim için terör saldırısıdır. Düşünsenize otobüs şoförünün o an öldüğünü, o yolda, o otobüstekilerin yarısı şu an yaşamıyordu ve ülke fenerbahçe-trabzon üzerinden yeni bir kaosa girmişti. YİNE ALLAH KORUDU !
Kupa dediğin nedir ki gülüm? ölen birini diriltir mi?
Kupanıza sokayım.nokta! (bu hem fenerbahçeye, hem trabzonspora)
Daha Mehmet Selim Kiraz'ın şehadetinin üzerinden 24 saat geçmedi ki; vatandaki emniyet müdürlüğüne saldırı.
Savcımızı gazetelere boy resmi olarak koydukları fotoğrafı ile hatırlamak zorumuza gidecekti. Neyse ki; birileri ümre resimlerini, üniversite resimlerini koydu da ...
Hadi biz bir şekilde, algımızı düzenleriz de çocuğunun algısını nasıl değiştireceksiniz. O çocukcağız o resmi nasıl unutacak. Sevgili(!) basın mensupları veya şerefsiz medya(!) nasıl bunu o çocuğa yaptınız. O günlerde şerefsiz medya(!)nın hala farklı algılar yaratarak dhkp-c yi aklama derdine düştüğünü üzülerek izledik. Gerçi puşt puştluğunu yapacak ki sıfatına layık olsun(bu da bir realite).
Ardından vatan emniyet binası saldırısı ve bir leş. Allah'tan başarılı olamadılar. Yine buralarda ölen polislerin çocuklarını yazacaktık. Ölen kız, bundan bir zaman önce "bize canlı bomba diyorlar, biz değiliz" kaabilinden bir basın toplantısı yapmışlardı. Sultanahmet saldırısında ismi geçmiş, "kızın günahını almışlar,o değilmiş işte" yanılgısına düşmüştük. Puşt, puştluktan vazgeçmiyordu halbuki.
Daha aksiyonel bir eylemde "şerefsiz" yaftasını yapıştırdık ve defolup gitti bu alemden.
İşin başka bir boyutu da bu gençlerin anne babaları var. Onların da evlat acısını hissetmemek mümkün değil. Onların yerine kendimi koymak bile istemiyorum. Sen az ya da çok emek ver, büyüt, üniversitelerde okutmak için paralan(ki; bu gençlerin aileleri öyle zengin falan da değil), dişinden tırnağından ayır,okut o bok yoluna gitsin, senin bütün emeklerini boşa çıkarsın.
neyse...
şimdi bir de fenerbahçe otobüsüne silahlı saldırı. neyin kafasıdır bu çözebilmiş değilim. hem de benim memleketimde. hem de neredeyse benim köyümde olmuş olay. köyümün 500 metre ötesi.
bunu taraftar kisvesi altında okumak aptallık olur. eğer taraftar kafası ile yapmışsa yapan onun zekasını tartışmam bile. eksi bilmem kaç!
ülkenin sıkıntılı süreçten geçtiği dönemde, herkesin birbirine diş sokmak için fırsat kolladığı bir dönemde, iki birbirine düşman(bunu da anlamakta zorluk çekerim) taraftar kitlesini ayağa kaldırır bir hamle yap. Allah'tan kulüp yöneticilerinin beyanları ortalığı ılıman tutabiliyor.
Bu olay benim için terör saldırısıdır. Düşünsenize otobüs şoförünün o an öldüğünü, o yolda, o otobüstekilerin yarısı şu an yaşamıyordu ve ülke fenerbahçe-trabzon üzerinden yeni bir kaosa girmişti. YİNE ALLAH KORUDU !
Kupa dediğin nedir ki gülüm? ölen birini diriltir mi?
Kupanıza sokayım.nokta! (bu hem fenerbahçeye, hem trabzonspora)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)