22 Ekim 2021 Cuma

EMRE ERCİŞ TEN ALINTIDIR (21.10.2021)

 ABD ÖNCÜLÜĞÜNDE 10 ÜLKENİN BÜYÜKELÇİLERİ TARAFINDAN YAPILAN OSMAN KAVALA AÇIKLAMASI.

BİRAZ UZUN AMA LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUN…!

Söz konusu bu açıklamanın başını çeken isim, ABD Ankara büyükelçisi David m. Satterfield.

Elbette bu açıklamanın altına imza atan diğer büyükelçiler de stratejik anlamda önemli bir yere sahip ama açıklamanın başını çeken ve koordine eden Satterfield, çok daha stratejik bir isim.

Satterfield, 1980 yılında CIA kontenjanından ABD dışişleri bakanlığına alındı ve Suudi Arabistan, Suriye, Irak, Lübnan, Tunus gibi Ortadoğu olarak adlandırılan arap coğrafyasında faaliyetlerine başladı.

Abd başkanına ulusal güvenlik ve dış politikalar konularından tavsiye raporları hazırlayan ABD ULUSAL GÜVENLİK KONSEYİnde 1993-1996 yılları arasında yakın doğu ve güney asya direktörü olarak görev yaptı.

Satterfield, 1996-1998 arasında Arap-İsrail işleri dairesi başkanlığı görevini üstlendi ve eylül 1998 ile haziran 2001 arasında Lübnan büyükelçisi oldu. Ağustos 2013 ten ocak 2014e kadar Kahire’de misyon şefiydi.

Satterfield, ABD derin devleti NEOCONların en önemli isimlerinden birisi. Öyle ki; Satterfield’in adı dünyanın en önemli Musevi kuruluşu olan AIPAC ile de casusluk iddiasıyla uzun yıllar anıldı

Kısa adı AIPAC olan Amerikan İsrail halkla ilişkiler komitesinde 23 yıl yöneticilik yapan STEVEN J.ROSEN ile büyükelçi Satterfield’in adı, AIPACın İsrail adına casusluk faaliyeti iddiasıyla hazırlanan iddianamede yan yana anılmıştı.

İddianameye göre 1990-2004 yılları arasında rosee İsrail adına ABD gizli belgelerini servis eden köstebeğe yardım eden 2 ABD’li hükümet yetkilisinden birisi Kenneth Pollack diğeri David Satterfield idi.

OSMAN KAVALA hakkında hazırlanan bildirinin başını çeken abd ankara büyükelçisi David Satterfield ile OSMAN KAVALA arasındaki ilişki zincirinin en önemli halkası. Satterfield ile adı yan yana yer alan Rosen.

Rosen, İsrail ve Neoconlar tarafından finanse edilen, firari FETÖcülerin fink attığı kurucusu Daniel Pipes olan Middle East Forum (MEF) da uzun yıllar birlikte çalıştılar.

Daniel Pipes’ın kurucusu olduğu MEF, adeta ahtapot gibi. Bir kolu Boğaziçi Üniversitesi’ne bir kolu FETÖ’nün ABD’deki RUMI forumuna bir kolu WINEPe bir kolu RAND Çorporation’a ve o uzayan kollardan bir tanesi de OSMAN KAVALA’ya kadar ulaşıyor.

Abd ve İsrailin Ortadoğudaki çıkarlarını belirlemek ve savunmak için 1990 yılında kurulan Middle East Forum/Ortadoğu Forumu (MEF) nun 1994te yayın hayatına başlayan Middle East Quarterly/üç aylık Ortadoğu (MEQ) dergisi stratejik bir konumda.

MEQ dergisinin yayın kurulunun Türkiye ayağında PROF.SABRİ SAYARI var. RAND&CFR üyelerinden Fuad Acemi, Anthony Cordesman, David Fromkin, Robert B. Satioff, Zalmay Khaiilzad ve CIA’nın önemli isimlerinden James Philips, M.Michael Curtis, MEQ yayın kurulundaki diğer isimler.

Derginin baş edötürü olarak 15 temmuz FETÖ darbe girişiminin koordinatörü Michael Rubin karşımızı çıkarken TSK’ya ait gizli belgeleri yayınlayan firari FETÖcü Abdullah Bozkurt da derginin yazarları arasında.

MEQ dergisinin CIA’nın arka bahçesi olarak anılan Georgetown Üniversitesi’ne uzanan kollarından bir diğer ismi Prof.John L.Esposito. Prof Esposito, aynı zamanda FETÖnün RUMI forum danışma kurulu üyeleri arasında yer alan isimlerden birisiydi.

Prof.Sayarı’nın Prof.Esposito ile mesai arkadaşlığı MEQ yayın kurulunda sürmüyor. Esposito’nun Müslüman-Hristiyan anlayış merkezini kurmasından 1 yıl sonra Sayarı, Georgetown’da The Institute of Turkish Studies/Türkçe Enstitüsünü kuruyor ve 1994-2005 arasında başkanı oluyor.

Prof. Sayarı’nın Boğaziçi üniversitesi’ndeki faaliyetleri de bu tarihten itibaren başlarken, Sayarı’nın 1994 yılında kurduğu ve başkanlığını yaptığı Türkçe enstitüsü ile eş zamanlı olarak aynı yıl Türkiye’de yeni bir oluşum harekete geçiriliyor.

Aralık 1994’te Türkiye’de, kadife devrimlerin babası olarak ünlenen finans manipülatörü George Soros’un açık toplum, çoğulculuk, serbest piyasa, özgürlük gibi liberal değerlerini savunan yeni bir siyasi parti kuruldu.

Cem Boyner’in liderliğinde Asaf Savaş Akat, Cengiz Çandar, Kemal Derviş gibi sanayici, yazar ve akademisyenlerin katılımıyla kurulan yeni demokrasi hareketi (YDH) medyadan destek görmesine rağmen 1995 seçimlerinde hezimete uğrayarak kendisini feshetmek zorunda kalmıştı.

Cem Boyner, Kemal Derviş, Asaf Savaş Akat, Cengiz Çandar hem OSMAN KAVALA ile hem de anne tarafından fetö elebaşı fetullah gülen ve sabetay akrabalık ilişkisi bulunan isimler. YDH’nin ardından bu isimler bu kez akademik üs olarak kendisine Boğaziçi Üniversitesini seçti.

Boğaziçi üniversitesini akademik üs olarak seçen bu hareket önce 1997 yılında ARI grubu ardından da 1999 yılında ARI hareketi olarak karşımıza çıktı. Bu espiyonaj ve sabotaj hareketinin en önemli partneriyse AIPAC oldu.

ARI hareketini bu kadar önemli kılan sınır ötesi bağlantılarıydı. Rönesans Vakfı üzerinden ABD’li senatör, kongre üyeleri, IMF&hazine bakanlığı yetkilileriyle, Amerikan İsrail halk işleri komitesi (AIRPAC) üzerinden de neocon lobileriyle ilişki kurdular.

Bilgiye dayalı politika anlayışı geliştirmek isterseniz, önce bilgiye ulaşır, ardından bilgiyi yorumlar ve son kertede bilgiyi muhatabına iletirsiniz. Bilgiye dayalı bulgularınızı genişletmek isterseniz de kaynaklarınızı çoğaltırsınız.

Kaynaklarınızı çeşitlendirirken önceliğiniz içinde yaşadığınız ülkenin öz kaynaklarına yaslanmak olur. Elde ettiğiniz iç-dış tüm bilgileri, ülkenizin çıkarları doğrultusunda değerlendirirsiniz.

Aynı şekilde ülke insanınızın başka ülkelerin çıkarları doğrultusunda yönlendirilmemesi için özen gösterirsiniz. Bunu yaparken de yabancıların kaynaklarından bağımsız olmayı ilke edinirsiniz.

ARI hareketinin kurmay takımı da bilgi noktasında böyle yaparken finans noktasında arkasına dış güçleri alarak ocak 1999’da Türkiye’yi bilgilendirmek adına dört ayda bir yayınlanacak olan Insight Turkey adlı dergiyi Kemal Köprülü yönetiminde yayınlamaya başladı.

Köprülü’nün dergisinin Washington ayağını Morton Isaac Abramowitz, eski CIA elemanı Nelson Charles Ledsky ile Graham E. Fuller, WINEP Türkiye şefi Alan Makovsky, East West Institute başkanı John Edvin Mroz, David Barchard, David P.Steinmann oluşturdu.

Türkiye ayağını ise çoğunluğunun OSMAN KAVALA ve sabatay aile zinciri bulunan İbrahim Betil, Prof.Ali İhsan Bağış, Prof Ersin Kalaycıoğlu, Tahiv Özgü, Özdem Sanberk, Nilüfer Narlı, İlter Turan ve Kemal Kirişçi gibi isimler oluşturdu.

CATO’dan Stanley Kober,CSIS’den David McKeeby, John Geis, Heritage Foundation’dan Ariel Cohen, Onur Öymen, Ertuğrul Kumcuoğlu, ARI YK. Ümit Kumcuoğlu, ARI Brüksel temsilcisi Hakan Hanlı, Paul Michael Wihbey, ADL’den Joel Sprayregen ve NATO G.S. George Robertson, dergiye katkı sağladı.

Insight Turkey dergisinin yayın hayatına başlamasının ardından ARI hareketinin lideri Köprülü, türk öğrencileri örgütlemek amacıyla soluğu CIA’nın kampüsü Georgetown Üniversitesinde Sabri Sayarı tarafından kurulan Türkçe Enstitüsünde aldı.

Köprülü ve Sayarı öncülüğünde, International Republican Institute (IRI) tarafından finanse edilen bir proje hazırlandı ve 18 ilde çalışmalar yapıldı. Kısa zamanda sonuçlanandırılan projenin peteklerinden genç arılar (MURAT ONGUN, EKREM İMAMOĞLU, YURTER ÖZCAN vb.) üretildi.

Sonraki aylarda ARI hareketinin başarısıyla 43 il, 56 üniversiteden 500 genç, 12-13 mayıs 2001 tarihinde İstanbul Maslak Princess Otel’de toplanarak “2nci katıl ve geleceğini yarat” kongresini gerçekleştirdi. Kongrenin yanı sıra 25 STK ile sivil toplum fuarı da düzenlendi.

Türk gençliğini hedef alan ARI hareketi, gençlere yönelik siyaset üretme çalışmalarına Georgtown’dan start verirken, abd bünyesindeki çeşitli lobi kuruluşlarının yanında görev alıp lobicilik konusunda Türkiye’ye yeni bir soluk kazandırmaya kararlıydı.

Soros’un Karl Popper’den etkilenerek 1993’te kurduğu Açık Toplum Enstitüsü, Türkiye’deki çalışmalarına 2001’de İstanbul’da temsilcilik açarak başladı. Türkiye yöneticiliğine Hakan Altınay getirilirken en önemli partneri Neoconların Türkiye şubesi ARI hareketi oldu.

İshak Alaton, OSMAN KAVALA, Ümit Boyner, Murat Belge, Neşe Düzel, Eser Karakaş, Ahmet İnsel, Şahin Alpay, Üstün Ergüder, ÜNAL ÇEVİKÖZ gibi isimleri aynı çatı altında toplayan Açık Toplum Vakfı ile ARI hareketinin yolları Turkish Policy Quarterly dergisinde devam etti.

Chp genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanlarından ve İstanbul milletvekili ÜNAL ÇEVİKÖZ’ü büyük harflerle yazdığım için bu isim hakkında da küçük bir parantez açayım.

Chp’li Ünal Çeviköz, son dönemlerde enerji savaşlarının yaşandığı Doğu Akdeniz ve Mavi Vatan projesine karşı duruşuyla gündeme gelmiş, Türkiye’nin menfaatlerini savunacağı yerde aidiyet duyduğu ABD ve İsrail’in çıkarlarına bol bol göz kırpmıştı.

Elbette bu da sebepsiz değil. Ünal Çeviköz’ün CHP dışındaki en önemli ilişkisi, yine Neoconların bir kuruluşu olan ve doğu akdenizde İsrail’in menfaatlerini korumaya çalışan The Turkish-Israil Civil Society Forum.

The Turkish-Israeli Civil Society forum, alman Friedrich Naumann Stiftung ve İsrail İstanbul başkonsolosluğu tarafından hem finanse ediliyor hem de koordine ediliyor. Kuruluşun İsrail temsilcisi Arik Segal, Türkiye temsilcisi Gülçin Sınav.

TICSF’nin İsrail koordinatörü Arik Segal, yerleşkesinden finansına kadar Rothschild ailesinin yönettiği Kudüs merkezli ve zeki öğrencileri Mossad’a devşiren Hadassah Academic College de öğretim görevlisi.

TICSF’nin Türkiye koordinatörüyse ARI hareketi ve Friedrich Naumann Foundation’ın Türkiye program direktörü Gülçin Sınav. Sınav ile birlikte Friedrich Naumann Foundation’ın Türkiye proje koordinatörüyse Co-Opinion’un kurucusu Elif Güney.

MAVİ VATAN projesine düşman olan CHP’li Ünal Çeviköz’ün ilişkili olduğu Co-Opinion, hem Boğaziçi Üniversitesi, hem ARI hareketi hem de George Soros’un finanse ettiği ve OSMAN KAVALA’nın da yöneticisi olduğu Açık Toplum Vakfı ile ilişkili.

Türkiye’yi örümcek ağı gibi saran bu networkun bugünkü faaliyet adreslerinden birisi olan Co-Opinion, Boğaziçi, Koç, Bahçeşehir, Kemerburgaz, Irak Süleymaniye Amerikan ve Al Monitor haber sitesinin sahibi Jamal Daniel’in kalesi olan Beyrut Amerikan Üniversitesi’nin ortağı.

Friedrich Ebert Stiftung, Rockefeller Foundation, Açık Toplum Vakfı, Friedrich Naumann Stiftung ve Konrad Adenauer Stiftung ise dış kaynaklı finansörleri.

Co-Opininon hareketinin danışmanları, Açık Toplum Vakfı Türkiye sorumlusu Hakan Altınay ile ARI hareketinin başkan yardımcısı Arda Batu, danışma kurulunda yer alan diğer isimler ise, Insight Turkey, Turkish Policy Quarterly ve Al Monitör haber sitesinden tanıdık isimler.

Timur Göksel (Al monitör Türkiye sorumlusu) , Üstün Ergüder, Fuat Keyman, Kemal Kirişçi, Namık Tan , Sinan Ülgen, Özgür Ünlühisarcıklı… Hakan Altınay’ın kurucusu olduğu Co-Opinion’un en önemli ortağı Stiftung Mercator’un Türkiye kolu İstanbul Politikalar Merkezi (İPM)

İPM, Sabanca Üniversitesi bünyesinde faaliyet yürütüyor. Başkanı Fuat Keyman.  Ayşe Kadıoğlu, Anne Duncker, Michael Schwarz ve Kemal Derviş ise yönetim kurulu üyeleri.

Sorus’un Açık Toplum Vakfı ve Köprülü’nün ARI hareketi ortaklığıyla faaliyet yürüten Co-Opinion/Eş Görüş Platformunun merkezini Boğaziçi Üniversitesi oluşturuyor. Yürütme ekibinde yer alan 11 kişiden 8 tanesi Boğaziçi Üniversite mezunu.

Elbette bu isimler arasında ABD Ankara büyükelçisi Satterfield öncülüğünde başlatılan kampanyanın öznesi OSMAN KAVALA’nın Boğaziçi Üniversitesi eylemlerini organize eden isimlerden birisi olan Kavala’nın eşi Ayşe Buğra Kavala da var.

Tüm bu isimler şu an bizim karşımıza CHP ABD temsilciliği tarafından 6 ayda bir zorunlu olarak rapor edilen FARA kayıtlarında çıkıyor. Ben size bir komplo teorisi değil belgelere dayalı bir network yazıyorum. Bu bilgileri daha fazla insana ulaştırayım ama şu an için elimden twitter dışında başka bir şey gelmiyor. Bir çok kez talepte bulunsam da çok az kişi destek oluyor ve onlarında imkanları sınırlı.

Sizden ricam bu twitleri ulaştırabildiğiniz kadar kişiye ulaştırın. Çünkü şu an sadece bir iktidar savaşı değil aynı zamanda bir istihbarat savaşı gerçekleşiyor. 2023 yılı Türkiye için kırılma yılı.

Tüm planlar 2023 yılında Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan’ı koltuğundan kaldırmak ve Türkiye’yi ABD ve İsrail mandası yapmak için gerçekleşiyor. Sn. Erdoğan’ın kaybetmesi demek Türkiye’nin yeniden emperyalizmin kucağına düşmesi demek. SAKIN UNUTMAYIN!!!

Bugün başta RAND, CFR, SOROS, WINEP, RUMI FORUM, MEF gibi Neoconlar ve bunlardan devşirilen büyükelçilerin OSMAN KAVALA sevdaları demokrasi için değil Türkiye’deki en önemli adamlarının SERBEST BIRAKILMASI için yapılan bir ESPİYONAJ ve SABOTAJ faaliyeti.

(bu metin 56 tweetten oluşan Emre Erciş / @emreyaziyorrr in flood çalışmasının birleştirilmesidir. Son iki tweet temenni olduğundan sadece onları dışarıda bıraktım. 54 tweetten oluşan flood birleştirilmiştir. Kaynak. Emre erciş ( tweetlerin atılış tarihi : 21-10-2021 10:32 11:07 arası)

Hiç yorum yok: