15 Eylül 2008 Pazartesi

insanoğlu...

İnsanoğlu, ilginç varlık. Önce doğuyor, el bebek-gül bebek büyütülüyor. Çocuk oluyor, neşeleniyor, ağlıyor, hayatın gerçeklerini öğrenmeye başlamamışken, sığ yaşantısı içinde mutsuzlukla az tanışıyor. Varsa-yoksa arkadaşlarım diyor, onlarla birarada olmak istiyor.Okulla tanışıyor, daha fazla arkadaşı oluyor.İçlerinden bazılarını seçiyor; "Bunlar benim en iyi arkadaşlarım" diyor. Onlarla paylaşmaya başlıyor.Kavgayı öğreniyor, kavga ediyor,bu arada büyüyor.Orta okulda arkadaş kavramı oturmaya başlıyor, kemikleşiyor.Lise ye geliyor bir şekilde.Orada artık arkadaş değişiyor,dost oluyor. Delikanlılık ruhu devreye giriyor.Kız olsun erkek olsun bu dönem, arkadaş,dost için ölünecek zamanlar oluyor.Sonra üniversite; burada biraz menfaatler çarpışıyor gibi.Arta kalan dostlar(ki; onların adı değişiyor gerçek dost oluyor)-Halbuki , dost dediğin şey zaten,gerçektir.Süreç; kültürler eşitse ve maddi düzey aynıysa,dostluk ilerleyip gidiyor.Birbirine yaslanmalar başlıyor.Biri eksik kaldı mı, diğeri tamamlıyor. Bu döngü taa ki, birinin su koyvermesine kadar devam ediyor.Yaş belirli bir yere geldiğinde,beylik sözler ezberlemeye başlıyorsun"Dost ararsan cebine bak" "Dost kara günde belli olur" misali.Ya da "dost diye bir şey yok"deyip çıkıyorsun işin içinden.Emeklerine acıyorsun.Dostlar(!) size tavsiyem; kimseye emek vermeyin,herkese yardım edin.Kimseden bir şey beklemeyin, herkesin yanında olun. "Ne güzel dosttu" denilesi insanların bittiği dönemdeyiz.Siz varsınız,yanınızda kimse yok.Tek başınasınız.Bir büyüğün dediği gibi "Dost ararsan Allah yeter!" gerisi hikaye.

Hiç yorum yok: